Bir trafik kazası ile karşı karşıya kaldığımız
zaman ne yapacağız?
Trafik kazalarına kurban verdiğimiz yüzlerce kişiden pek azı olay
yerinde yaşamını yitirmektedir. Yüzde 80 gibi korkunç orandaki kayıplar
ise yaralının bilinçsizce araçtan çıkartılması ve karga tulumba
taşınarak hastaneye götürülmesi sırasında oluşmaktadır.
Herhangi bir ilkyardım bilgisinden yoksunsanız bile, uzman ekipler
gelmeden yaralıya el sürülmesini engellemeniz, emin olun onun hayatını
kurtarmada çok ciddi bir rol üstlenecektir.
Dikkat: Burada verilen bilgiler çok temel ve basit işlemlerden
ibarettir. Sağlıklı bir ilkyardım müdahalesinde bulunabilmek için bu
eğitimi almanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Unutmayın! İlkyardım hayat
kurtarır.
DİKKAT!
Soluk alıp veren ve nabız vuruşları hissedilen bir hastaya baygın olsa
bile kesinlikle kalp-akciger canlandırması yapılmaz!
KANAMAYI DURDURUN!
Trafik kazasında kanamalı bir kazazede ile karşılaşmanız mümkündür.
Kesik ve darbe sonucu oluşan yaralanmalarda yapılacak temel eylem,
kanama olan bölgeye bastırmaktır.Kanamayı durdurun
Trafik kazasında kanamalı bir kazazede ile karşılasmanız mümkündür.
Kesik ve darbe sonucu oluşan yaralanmalarda yapılacak temel eylem,
kanama olan bölgeye bastırmaktır.
Steril bir gazlı bezle uygulanacak basınç, genellikle sorunu çözer.
Çözemediği durumlarda ise, yaralının yardım gelene kadar kan kaybederek
şoka girmesini önler. Ardından, kanamanın meydana geldiği yer, yukarı
(gögüs seviyesinin üzeri) kaldırılır. Turnike tavsiye edilen bir yöntem
değildir. Bu yöntem sadece kopan bir uzuv söz konusuysa denenmelidir.
Turnike yapmak yerine yaranın üzerine kalın bir petle (gazlı bez
sarılmış pamuk topu) ile bastırın ve elastik bir bandajla sarın.
Tamponun arasında kalan boşluk kan dolaşımını sağlayacak ve kangren
oluşmasını önleyecektir. Bulunduğunuz ortamda elinizin altında tıbbi
malzeme yoksa, alt uzuvlarda, özellikle bacaklardakı kanamalarda uzun
kollu tisort, sweat shirt gibi bir giysiyi ortada toplayıp, kollarını
birbirine düğümleyerek basit, ama sonuç alabileceğiniz bir tampon
malzemesi elde edersiniz.
Eğer kopan bir uzuv sözkonusuysa, kopan parçanın bulunarak hastanın en
fazla dört-altı saat içinde bu parça ile birlikte bir mikrocerrahi
hastanesine ulaştırılması gerekir. Kopan uzvu, serum fizyolojik ile
yıkadıktan sonra steril bir torbaya koyun. Bu torbayı içi buz dolu
ikinci bir torbanın içine yerleştirin. Ancak bu işlemi yaparken araya
bir parça gazlı bez koymayı ihmal etmeyin.
DİKKAT
• Bunları yaparken esas olan, kopan parçayı buzların içine doğrudan
koymamaktır. Bu doku tahribatına yol açar. Torbaya rağmen araya gazlı
bez konmasında da amaç aynıdır. Kopan parçanın bozulmasını engellemek.
• Gerek kopan uzvu, gerek koptuğu yeri yıkayacağınız serum fizyolojiğin
boşalan plastik torbası ihtiyaç duyacağınız steril torba olarak
kullanılabilir.
•Kopan parçayı steril etmek için kesinlikle üzerine tentürdiyot veya
benzer dezenfektan dökmeyin. Uzvun koptuğu yer (ayak, parmak, kol v.b.)
serum fizyolojik ile iyice yıkanır, daha sonra yaranın üzerine gazlı bez
konularak enfekte olması önlenir. (Bu işlem sırasında kesinlikle
tentürdiyot ve türevlerini kullanmayın. Dokulara zarar verebilirsiniz.)
Daha sonra turnike uygulayarak kanamayı durdurun.
• Şunu kesinlikle unutmayın. Her türlü yırtıkta ve benzer yaralanmalarda
ilk yaklaşım yara temizliğidir. Ardından lokal baskı ve bandajla
yaranın mikrop kapmasının engellenmesi gelmektedir.
Bunlar, yaygın olarak kanama durdurabilen basit çözümlerdir. İç ve dış
kanamalara ve farklı yaralara, farklı müdahale şekilleri mevcuttur.
Ancak bunların tespiti ve tedavisi bir eğitim sürecini gerektirmektedir.
YARDIM GELENE KADAR
Hasta baygın, ama soluk alıp verebiliyor… Veya suuru açık... Istediğiniz
yardım gelene kadar hastayı nasıl bekleteceksiniz? Bunun en rahat ve
güvenli şekli "Recovery Pozisyonu"dur.Recovery Pozisyonu
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Hastayı her iki yöne de çevirebilirsiniz. Ancak kalbin daha rahat
pozisyon alabilmesi için sol tarafın yukarıya gelmesi tercih nedenidir. O
nedenle sırasıyla yapacaklarınızı sol taraf yukarı gelecek şekilde
anlatacağız. Ancak, hastanın bulunduğu yer, buna uygun değilse aksi
tarafa da çevirebilirsiniz. Bunun için anlatılanların tersini
yapacaksınız.
1) Hastanın sağ tarafına, dizleriniz ona değecek şekilde yerleşerek
çökün.
2) Sizden yana olan sağ kolunu hafifçe hastanın altına doğru itin. (Ama
bunu yaparken hastayı kaldırmayın.)
3) Hastanın sizden uzak kolunu (anlattığımız sıraya göre sol kol),
kıvırın ve avuç içini sağ kulak altına yerleştirin. Böylelikle hem elin
istemsiz hareketini önleyecek, hem de boynunu destekleyebileceksiniz..
4) Sol bacağını dizinden bükerek, ayağı sağ dizkapağı seviyesine gelene
kadar geri çekin. (Eger legen kemiği kırıksa, hastanın iki bacağı
birbirine bağlanmalıdır. Eğer bu imkanınız yoksa ayakkabı bağcıklarını
da birbirine bağlayabilirsiniz.)
5) Hastanın üzerine eğilin, bir elinizle omuzundan, diğer elinizle de
kalça gerisinden kavrayarak hareket gücünü gövdenizden alıp onu
kendinize doğru yuvarlayarak çevirin. (Bu sırada dizlerinizin hastanın
vücuduna yapışık olmasına dikkat edin).
6) Başını, nazikçe geri iterek rahat nefes almasını sağlayın.
7) Sağ kolunu, altından hafifçe çıkartıp rahatlatın. (Boynunu kavrayan
koluna dokunmayın)
Hastayı sırtüstü bekletmek tehlikeli olabilir. Bu pozisyonu
kazandırdığınız hastanın dili geri kaçamayacak, rahat soluk alabilecek,
yemek borusundan gelebilecek artıkların ve kusmukların nefes borusuna
kaçması
önlenebilecektir. Hasta bu pozisyonda ambulans gelene kadar rahatlıkla
bekletilebilir. Ancak bu sırada nefes alıp verişini ve nabzını
aralıklarla kontrol etmeyi unutmayın.
Bu harekete alışkanlık kazanabilmek için bir yakınınız veya
arkadaşınızla deneyebilirsiniz.
DİKKAT:
Eğer omurilik yaralanmasından veya kırıklardan kuşkulanıyorsak, hastayı
kesinlikle kıpırdatmamalı ve recovery pozisyona getirmeye
çalışmamalıyız.
• Bilinci açıksa, bunu en kolay ondan el ve ayak parmaklarını
oynatmasını isteyerek anlayabiliriz.
• Eğer hastanın bilinci kapalıysa, kulağından veya burnundan sümüksü bir
madde akıp akmadığı kontrol edilir. Bu madde omurilik sıvısıdır ve
omurilik yaralanmasının belirtisidir.
• Parmaklarımızı boynunda nazikçe gezdirerek, olağandışı bir çıkıntı
veya girinti hissetmeye çalışırız.Olağandışı bir şişlik veya eziklik,
boynun zarar gördüğünün işaretidir. Kuşku duyuyorsak, kendi boynumuzla
karşılaştırmalıyız
ARAÇ YANGINLARI
Bir araç yangını ile karşılaşabiliriz. Yangına müdahale edebilmemiz için
ön koşul aracımızda bir yangın söndürücü bulundurmaktır. Recovery
Pozisyonu
Hastayı her iki yöne de çevirebilirsiniz. Ancak kalbin daha rahat
pozisyon alabilmesi için sol tarafın yukarıya gelmesi tercih nedenidir. O
nedenle sırasıyla yapacaklarınızı sol taraf yukarı gelecek şekilde
anlatacağız. Ancak, hastanın bulunduğu yer, buna uygun değilse aksi
tarafa da çevirebilirsiniz. Bunun için anlatılanların tersini
yapacaksınız.
1) Hastanın sağ tarafına, dizleriniz ona değecek şekilde yerleşerek
çökün.
2) Sizden yana olan sağ kolunu hafifçe hastanın altına doğru itin. (Ama
bunu yaparken hastayı kaldırmayın.)
3) Hastanın sizden uzak kolunu (anlattığımız sıraya göre sol kol),
kıvırın ve avuç içini sağ kulak altına yerleştirin. Böylelikle hem elin
istemsiz hareketini önleyecek, hem de boynunu destekleyebileceksiniz..
4) Sol bacağını dizinden bükerek, ayağı sağ dizkapağı seviyesine gelene
kadar geri çekin. (Eger legen kemiği kırıksa, hastanın iki bacağı
birbirine bağlanmalıdır. Eğer bu imkanınız yoksa ayakkabı bağcıklarını
da birbirine bağlayabilirsiniz.)
5) Hastanın üzerine eğilin, bir elinizle omuzundan, diğer elinizle de
kalça gerisinden kavrayarak hareket gücünü gövdenizden alıp onu
kendinize doğru yuvarlayarak çevirin. (Bu sırada dizlerinizin hastanın
vücuduna yapışık olmasına dikkat edin).
6) Başını, nazikçe geri iterek rahat nefes almasını sağlayın.
7) Sağ kolunu, altından hafifçe çıkartıp rahatlatın. (Boynunu kavrayan
koluna dokunmayın)
Hastayı sırtüstü bekletmek tehlikeli olabilir. Bu pozisyonu
kazandırdığınız hastanın dili geri kaçamayacak, rahat soluk alabilecek,
yemek borusundan gelebilecek artıkların ve kusmukların nefes borusuna
kaçması
önlenebilecektir. Hasta bu pozisyonda ambulans gelene kadar rahatlıkla
bekletilebilir. Ancak bu sırada nefes alıp verişini ve nabzını
aralıklarla kontrol etmeyi unutmayın.
Bu harekete alışkanlık kazanabilmek için bir yakınınız veya
arkadaşınızla deneyebilirsiniz.
DİKKAT:
Eğer omurilik yaralanmasından veya kırıklardan kuşkulanıyorsak, hastayı
kesinlikle kıpırdatmamalı ve recovery pozisyona getirmeye
çalışmamalıyız.
• Bilinci açıksa, bunu en kolay ondan el ve ayak parmaklarını
oynatmasını isteyerek anlayabiliriz.
• Eğer hastanın bilinci kapalıysa, kulağından veya burnundan sümüksü bir
madde akıp akmadığı kontrol edilir. Bu madde omurilik sıvısıdır ve
omurilik yaralanmasının belirtisidir.
• Parmaklarımızı boynunda nazikçe gezdirerek, olağandışı bir çıkıntı
veya girinti hissetmeye çalışırız.Olağandışı bir şişlik veya eziklik,
boynun zarar gördüğünün işaretidir. Kuşku duyuyorsak, kendi boynumuzla
karşılaştırmalıyız
Bir trafik kazası ile karşı karşıya kaldığımız takdirde yapılacak
işlemler belli kurallarla sınırlanmıştır.
a) Yardım çağırın
Genellikle, trafik kazası ile karşılasan bir kişi hemen 155 veya 156
numaralı telefonlarla polise haber verir. Oysa ilk aranması gereken yer
112 Acil Ambulans'tır. Polisin ambulansı harekete geçirmesi zaman
kaybına yol açar. Bu da yaşamla ölüm arasındaki süreçte ciddi bir
etkendir. 112 Acil Ambulans servisinin operasyon merkezi, zaten ihbari
aldıktan sonra polisi bilgilendirecektir. Öncelikle aranması gereken yer
112'dir. İhbari yaparken olayın tam olarak aktarılmasını sağlayın
(Hastanın durumu, bulunduğu yer, tam olarak adres, cinsiyet, yaş,
kazanın türü v.b.)
b) Ek kazalara meydan vermeyin
Bu durumda yapılacak işlemler kazazedenin olduğu kadar sizin yaşamınızı
da güvence altına alacaktır.
• Trafik kazasına müdahale ederken aracınızı güvenli bir yerde durdurun
ve flaşörlerinizi açın.
• Üzerinizde dikkat çekici renkte (tercihen fosforlu) bir giysi olmasına
dikkat edin. Aksi halde bir trafik kazasına da siz kurban
olabilirsiniz. Eğer böyle bir giysi sözkonusu değilse, atletinizi
çıkartıp giysinizin üzerine giyin. Ama en iyisi böyle dikat çekici yelek
veya ceket benzeri bir giysiyi bagajınızda bulundurun.
• Trafik uyarı işaretlerini koyun veya zaman kazanmak için birisinden bu
konuda size yardım etmesini isteyin. Yine aynı dikkat çekici giysiye
sahip birine, belli bir mesafede trafikteki araçları uyarmasını
söyleyin.
c) Durumu değerlendirin
Bir kaza ile karşılaştığınız anda yapılacak ilk hareket durumu
değerlendirmek, kazazedeye boyunluk takmak ve yangın söz konusu değilse,
onu kıpırdatmamaktır.Trafik kazalarında, travmaya bağlı olarak omurga
ve eklem yaralanmaları kaçınılmazdır. İşte bu durumda kesinlikle dikatli
olmalısınız. Yanınızda varsa, en iyi yöntem trafik kazasının şekli ve
türü ne olursa olsun derhal hastaya boyunluk takmaktır. Boyunluk,
otomobilinizde, ilkyardım çantası gibi bulundurmanız gereken en önemli
gereçtir. Eğer gerekli ilkyardım bilgilerine ve deneyime sahip
değilseniz, ambulans gelene kadar herhangi birinin yaralıyı
kıpırdatmasına engel olmanız en akıllıca davranış olacaktır. Sadece
boyunluk takmak ve bilinçsizce taşınmaya engellemek, yaralının yaşam
şansını yüzde 80 arttıracaktır. Eğer kaza geçiren araçta yangın
tehlikesi söz konusuysa, ancak o zaman yaralıyı araçtan çıkartmaya
teşebbüs edin. Ardından hastanın durumunu degerlendirmek için dört
duyunuzdan yararlanabilirsiniz.
Konuşun
Yaralı ile sözle temas kurmaya çalışın. "Adın ne, Olay nasıl oldu?" gibi
sorularla hem şuurunun açık kalmasını sağlayabilir, hem ona moral
verebilir, hem de ambulans gelene kadar bazı gerekli bilgileri
edinebilirsiniz. Ama bunları yaparken muhtemel bir felci önlemek için
boyunluğu takmış olmalı ve yaralının anlını tutarak başını hareket
ettirmesine engel olmalısınız. Eğer sorularınıza mantıklı cevaplar
verebiliyorsa, bilinci açık demektir. Vücudundaki hasarı en iyi ondan
öğrenebilir ve gelen acil yardım ekibinin işini kolaylaştırmış
olursunuz. Sorularınıza mantıksız cevaplar veriyor, konuşması kayıyorsa
bu onun beyninde muhtemel bir kanamaya işaret eder.
İzleyin
Yaralı, sözlü uyarılara cevap vermiyorsa, yapılması gereken onun vücut
fonksiyonlarını gözlemektir. Nefes alıp veriyor mu? Gögüs kafesi kalkıp
iniyor mu? Bunu anlamak için hastanın giysilerinin üst bölümünü keserek
çıkartmanızdır. Yaralının gözbebeklerine eğer varsa ışık tutun. Yoksa,
gözkapaklarını elinizle bir süre örtüp, tekrar açarak gözbebeği
hareketini izleyin. Eğer gözbebekleri ışığa tepki gösteriyor ve
küçülüyorsa beyinde problem yok demektir. Ancak kazazede eğer olaydan
önce morfin veya aşırı alkol gibi uyuşturucu etkisi altındaysa veya
gözüne atropin gibi bir ilaç damlatmışsa, tepkiler yanıltıcı olacaktır.
Unutmayın. Kazazedede kalp atışları, dolayısıyla solunum durmuşsa, en
belirgin görünüm tende ve dudaklarda morarmadır. İnsan teni normalde
pembe beyazdır. Ancak hasta fazlasıyla esmer tenli, hatta zenci
olabilir. O zaman dudak içlerine bakmamız gerekir. Irk, renk, cinsiyet
farkı ne olursa olsun dudak içi (mukoza) aynı renktir. Morarma olup
olmadığını buradan gözlemleyebilirsiniz.
Dokunun
• Nabız
Nabzına bakın. Ancak bunu yaparken bilek yerine boyun atardamarını
tercih edin. Zira kalp faaliyeti yavaşlamıs ve kan basıncı düşmüşse,
kolda nabız atışını hissetmeniz çok zordurr. Özelikle hasta şoka
girmişse, bilekten hiç nabız alamazsınız ve hastanın öldüğünü
sanabilirsiniz. Boyundan nabız almayı öğrenmek için önce kendinizi
dinleyerek pratik yapın.
• Memeler
İnsan bedeninde sinir uçlarının toplandığı bölgeler meme uçlarıdır.
Yurdumuzdaki ahlaki değerler göz önüne alındığında, yaralı bir kadınsa,
kulak memesini deneyebilirsiniz. Parmak uçlarınızla sıkın ve yaralının
acıya karşı tepkisini almaya çalışın.
• Parmak uçları
Yaralının tırnağının üzerine iki parmağınızla basınç uygulayın. Basıncı
kaldırdırdığınız takdirde, beyazlık kızarmaya başlarsa kan dolaşımı,
dolayısıyla kalp atışı var demektir. Beyazlığın kalıcı olması, kalbin
durduğuna yorumlanabilir.
• Dinleyin
Hastanın nefesini dinleyerek hissetmeye çalışın. Bu arada ağzini
koklayarak da nefes alip almadigini kontrol edebilirsiniz
d) Solunumun devamını sağlayın
Solunum yollarının devamlılığını sağlamak için öncelikle ağız ve burunda
yabancı bir cismin olup olmadığını kontrol edin.Solunum yollarının
devamlılığını sağlamak için öncelikle ağız ve burunda yabancı bir cismin
olup olmadığını kontrol edin. Eğer tıkayan bir nesne görürseniz,
parmaklarınızı kollayarak bu cisimi çıkartın. Mümkünse bu kontrolü bir
kalemle yapın, zira bilinci bulanık hasta parmaklarınızı ısırabilir.
Boyunluk yoksa, bunları yaparken hastanın ensesini desteklemelisiniz.
Ayakkabılarını, bir tişörtü, içi havayla şişirilmiş bir torbayı hastanın
ense boşluğunu desteklemek için kullanabilirsiniz.
Bu arada parmaklarınızı gezdirerek boyundaki olası bir hasarı hissetmeye
çalışın. Bir hastanın vücudundaki bir anormalliğin ayrımını en iyi
şekilde, sağlıklı olan kendi vücudunuzla karşılaştırarak yapabilirsiniz.
Buraya kadar anlatılanlar gözünüzü korkutmasın. Üzerinde çalıştığınız
takdirde, tüm kontrolleri 10-12 saniyede bitirebilmeniz mümkündür.
Tüm tesbitler negatif. Dört duyumuzun yardımıyla yaptığımız tüm
gözlemlerde hayat belirtisi almadık. Yani sözlü uyarı cevapsız kaldı,
nabız yok, kalp vuruşu yok, soluk alıp verme yok, gözbebekleri
hareketsiz veya belli belirsiz bir kıpırtı var. Kazazedenin vücudu
sıcak, ancak, ağrı uyarısına tepki gelmiyor, nefes kokusu yok, göğüs
kafesi kıpırdamıyor, dudak içlerinde morarma başladı. Bu durumda hasta
tıbben ölüdür. Hiç vakit geçirmeden akciğer-kalp canlandırmasına (kalp
masajı ve suni solunum) başlamak gereklidir.
ÇOK ÖNEMLİ:
Eğer kalp-akciğer canlandırması, diğer bir deyimle suni solunum ve kalp
masajı konusunda gerekli ilkyardım eğitimine ve becerisine sahip
değilseniz, burada göreviniz sona ermektedir. Ancak o ana kadar
edindiğiniz bulgular, gelecek ambulansın içindeki tıp görevlilerine
zaman kazandıracak ve yaralının yaşama şansını yükseltecektir.
DİKKAT! Soluk alıp veren ve nabız vuruşları hissedilen bir hastaya
baygın olsa bile kesinlikle kalp-akciğer canlandırması yapılmaz! Bir kez
daha altını çizerek vurgulamakta yarar görüyoruz: Kaza mahalinde
kontrolu ele almanız ön koşul. Çünkü yurdumuzda maalesef travmatik
vakalarda ve özellikle trafik kazalarında hastaların büyük çoğunluğu
olay yerinde değil, bilinçsiz taşıma sonucu hastaneye kaldırılırken
yaşamını kaybetmektedir. Asıl müdahale etmeniz gereken nokta, hastanın
kıpırdatılmasına engel olmaktır.
Dr. Feridun Çelikmen
International Hospital Acil Servis Doktoru
zaman ne yapacağız?
Trafik kazalarına kurban verdiğimiz yüzlerce kişiden pek azı olay
yerinde yaşamını yitirmektedir. Yüzde 80 gibi korkunç orandaki kayıplar
ise yaralının bilinçsizce araçtan çıkartılması ve karga tulumba
taşınarak hastaneye götürülmesi sırasında oluşmaktadır.
Herhangi bir ilkyardım bilgisinden yoksunsanız bile, uzman ekipler
gelmeden yaralıya el sürülmesini engellemeniz, emin olun onun hayatını
kurtarmada çok ciddi bir rol üstlenecektir.
Dikkat: Burada verilen bilgiler çok temel ve basit işlemlerden
ibarettir. Sağlıklı bir ilkyardım müdahalesinde bulunabilmek için bu
eğitimi almanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Unutmayın! İlkyardım hayat
kurtarır.
DİKKAT!
Soluk alıp veren ve nabız vuruşları hissedilen bir hastaya baygın olsa
bile kesinlikle kalp-akciger canlandırması yapılmaz!
KANAMAYI DURDURUN!
Trafik kazasında kanamalı bir kazazede ile karşılaşmanız mümkündür.
Kesik ve darbe sonucu oluşan yaralanmalarda yapılacak temel eylem,
kanama olan bölgeye bastırmaktır.Kanamayı durdurun
Trafik kazasında kanamalı bir kazazede ile karşılasmanız mümkündür.
Kesik ve darbe sonucu oluşan yaralanmalarda yapılacak temel eylem,
kanama olan bölgeye bastırmaktır.
Steril bir gazlı bezle uygulanacak basınç, genellikle sorunu çözer.
Çözemediği durumlarda ise, yaralının yardım gelene kadar kan kaybederek
şoka girmesini önler. Ardından, kanamanın meydana geldiği yer, yukarı
(gögüs seviyesinin üzeri) kaldırılır. Turnike tavsiye edilen bir yöntem
değildir. Bu yöntem sadece kopan bir uzuv söz konusuysa denenmelidir.
Turnike yapmak yerine yaranın üzerine kalın bir petle (gazlı bez
sarılmış pamuk topu) ile bastırın ve elastik bir bandajla sarın.
Tamponun arasında kalan boşluk kan dolaşımını sağlayacak ve kangren
oluşmasını önleyecektir. Bulunduğunuz ortamda elinizin altında tıbbi
malzeme yoksa, alt uzuvlarda, özellikle bacaklardakı kanamalarda uzun
kollu tisort, sweat shirt gibi bir giysiyi ortada toplayıp, kollarını
birbirine düğümleyerek basit, ama sonuç alabileceğiniz bir tampon
malzemesi elde edersiniz.
Eğer kopan bir uzuv sözkonusuysa, kopan parçanın bulunarak hastanın en
fazla dört-altı saat içinde bu parça ile birlikte bir mikrocerrahi
hastanesine ulaştırılması gerekir. Kopan uzvu, serum fizyolojik ile
yıkadıktan sonra steril bir torbaya koyun. Bu torbayı içi buz dolu
ikinci bir torbanın içine yerleştirin. Ancak bu işlemi yaparken araya
bir parça gazlı bez koymayı ihmal etmeyin.
DİKKAT
• Bunları yaparken esas olan, kopan parçayı buzların içine doğrudan
koymamaktır. Bu doku tahribatına yol açar. Torbaya rağmen araya gazlı
bez konmasında da amaç aynıdır. Kopan parçanın bozulmasını engellemek.
• Gerek kopan uzvu, gerek koptuğu yeri yıkayacağınız serum fizyolojiğin
boşalan plastik torbası ihtiyaç duyacağınız steril torba olarak
kullanılabilir.
•Kopan parçayı steril etmek için kesinlikle üzerine tentürdiyot veya
benzer dezenfektan dökmeyin. Uzvun koptuğu yer (ayak, parmak, kol v.b.)
serum fizyolojik ile iyice yıkanır, daha sonra yaranın üzerine gazlı bez
konularak enfekte olması önlenir. (Bu işlem sırasında kesinlikle
tentürdiyot ve türevlerini kullanmayın. Dokulara zarar verebilirsiniz.)
Daha sonra turnike uygulayarak kanamayı durdurun.
• Şunu kesinlikle unutmayın. Her türlü yırtıkta ve benzer yaralanmalarda
ilk yaklaşım yara temizliğidir. Ardından lokal baskı ve bandajla
yaranın mikrop kapmasının engellenmesi gelmektedir.
Bunlar, yaygın olarak kanama durdurabilen basit çözümlerdir. İç ve dış
kanamalara ve farklı yaralara, farklı müdahale şekilleri mevcuttur.
Ancak bunların tespiti ve tedavisi bir eğitim sürecini gerektirmektedir.
YARDIM GELENE KADAR
Hasta baygın, ama soluk alıp verebiliyor… Veya suuru açık... Istediğiniz
yardım gelene kadar hastayı nasıl bekleteceksiniz? Bunun en rahat ve
güvenli şekli "Recovery Pozisyonu"dur.Recovery Pozisyonu
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Hastayı her iki yöne de çevirebilirsiniz. Ancak kalbin daha rahat
pozisyon alabilmesi için sol tarafın yukarıya gelmesi tercih nedenidir. O
nedenle sırasıyla yapacaklarınızı sol taraf yukarı gelecek şekilde
anlatacağız. Ancak, hastanın bulunduğu yer, buna uygun değilse aksi
tarafa da çevirebilirsiniz. Bunun için anlatılanların tersini
yapacaksınız.
1) Hastanın sağ tarafına, dizleriniz ona değecek şekilde yerleşerek
çökün.
2) Sizden yana olan sağ kolunu hafifçe hastanın altına doğru itin. (Ama
bunu yaparken hastayı kaldırmayın.)
3) Hastanın sizden uzak kolunu (anlattığımız sıraya göre sol kol),
kıvırın ve avuç içini sağ kulak altına yerleştirin. Böylelikle hem elin
istemsiz hareketini önleyecek, hem de boynunu destekleyebileceksiniz..
4) Sol bacağını dizinden bükerek, ayağı sağ dizkapağı seviyesine gelene
kadar geri çekin. (Eger legen kemiği kırıksa, hastanın iki bacağı
birbirine bağlanmalıdır. Eğer bu imkanınız yoksa ayakkabı bağcıklarını
da birbirine bağlayabilirsiniz.)
5) Hastanın üzerine eğilin, bir elinizle omuzundan, diğer elinizle de
kalça gerisinden kavrayarak hareket gücünü gövdenizden alıp onu
kendinize doğru yuvarlayarak çevirin. (Bu sırada dizlerinizin hastanın
vücuduna yapışık olmasına dikkat edin).
6) Başını, nazikçe geri iterek rahat nefes almasını sağlayın.
7) Sağ kolunu, altından hafifçe çıkartıp rahatlatın. (Boynunu kavrayan
koluna dokunmayın)
Hastayı sırtüstü bekletmek tehlikeli olabilir. Bu pozisyonu
kazandırdığınız hastanın dili geri kaçamayacak, rahat soluk alabilecek,
yemek borusundan gelebilecek artıkların ve kusmukların nefes borusuna
kaçması
önlenebilecektir. Hasta bu pozisyonda ambulans gelene kadar rahatlıkla
bekletilebilir. Ancak bu sırada nefes alıp verişini ve nabzını
aralıklarla kontrol etmeyi unutmayın.
Bu harekete alışkanlık kazanabilmek için bir yakınınız veya
arkadaşınızla deneyebilirsiniz.
DİKKAT:
Eğer omurilik yaralanmasından veya kırıklardan kuşkulanıyorsak, hastayı
kesinlikle kıpırdatmamalı ve recovery pozisyona getirmeye
çalışmamalıyız.
• Bilinci açıksa, bunu en kolay ondan el ve ayak parmaklarını
oynatmasını isteyerek anlayabiliriz.
• Eğer hastanın bilinci kapalıysa, kulağından veya burnundan sümüksü bir
madde akıp akmadığı kontrol edilir. Bu madde omurilik sıvısıdır ve
omurilik yaralanmasının belirtisidir.
• Parmaklarımızı boynunda nazikçe gezdirerek, olağandışı bir çıkıntı
veya girinti hissetmeye çalışırız.Olağandışı bir şişlik veya eziklik,
boynun zarar gördüğünün işaretidir. Kuşku duyuyorsak, kendi boynumuzla
karşılaştırmalıyız
ARAÇ YANGINLARI
Bir araç yangını ile karşılaşabiliriz. Yangına müdahale edebilmemiz için
ön koşul aracımızda bir yangın söndürücü bulundurmaktır. Recovery
Pozisyonu
Hastayı her iki yöne de çevirebilirsiniz. Ancak kalbin daha rahat
pozisyon alabilmesi için sol tarafın yukarıya gelmesi tercih nedenidir. O
nedenle sırasıyla yapacaklarınızı sol taraf yukarı gelecek şekilde
anlatacağız. Ancak, hastanın bulunduğu yer, buna uygun değilse aksi
tarafa da çevirebilirsiniz. Bunun için anlatılanların tersini
yapacaksınız.
1) Hastanın sağ tarafına, dizleriniz ona değecek şekilde yerleşerek
çökün.
2) Sizden yana olan sağ kolunu hafifçe hastanın altına doğru itin. (Ama
bunu yaparken hastayı kaldırmayın.)
3) Hastanın sizden uzak kolunu (anlattığımız sıraya göre sol kol),
kıvırın ve avuç içini sağ kulak altına yerleştirin. Böylelikle hem elin
istemsiz hareketini önleyecek, hem de boynunu destekleyebileceksiniz..
4) Sol bacağını dizinden bükerek, ayağı sağ dizkapağı seviyesine gelene
kadar geri çekin. (Eger legen kemiği kırıksa, hastanın iki bacağı
birbirine bağlanmalıdır. Eğer bu imkanınız yoksa ayakkabı bağcıklarını
da birbirine bağlayabilirsiniz.)
5) Hastanın üzerine eğilin, bir elinizle omuzundan, diğer elinizle de
kalça gerisinden kavrayarak hareket gücünü gövdenizden alıp onu
kendinize doğru yuvarlayarak çevirin. (Bu sırada dizlerinizin hastanın
vücuduna yapışık olmasına dikkat edin).
6) Başını, nazikçe geri iterek rahat nefes almasını sağlayın.
7) Sağ kolunu, altından hafifçe çıkartıp rahatlatın. (Boynunu kavrayan
koluna dokunmayın)
Hastayı sırtüstü bekletmek tehlikeli olabilir. Bu pozisyonu
kazandırdığınız hastanın dili geri kaçamayacak, rahat soluk alabilecek,
yemek borusundan gelebilecek artıkların ve kusmukların nefes borusuna
kaçması
önlenebilecektir. Hasta bu pozisyonda ambulans gelene kadar rahatlıkla
bekletilebilir. Ancak bu sırada nefes alıp verişini ve nabzını
aralıklarla kontrol etmeyi unutmayın.
Bu harekete alışkanlık kazanabilmek için bir yakınınız veya
arkadaşınızla deneyebilirsiniz.
DİKKAT:
Eğer omurilik yaralanmasından veya kırıklardan kuşkulanıyorsak, hastayı
kesinlikle kıpırdatmamalı ve recovery pozisyona getirmeye
çalışmamalıyız.
• Bilinci açıksa, bunu en kolay ondan el ve ayak parmaklarını
oynatmasını isteyerek anlayabiliriz.
• Eğer hastanın bilinci kapalıysa, kulağından veya burnundan sümüksü bir
madde akıp akmadığı kontrol edilir. Bu madde omurilik sıvısıdır ve
omurilik yaralanmasının belirtisidir.
• Parmaklarımızı boynunda nazikçe gezdirerek, olağandışı bir çıkıntı
veya girinti hissetmeye çalışırız.Olağandışı bir şişlik veya eziklik,
boynun zarar gördüğünün işaretidir. Kuşku duyuyorsak, kendi boynumuzla
karşılaştırmalıyız
Bir trafik kazası ile karşı karşıya kaldığımız takdirde yapılacak
işlemler belli kurallarla sınırlanmıştır.
a) Yardım çağırın
Genellikle, trafik kazası ile karşılasan bir kişi hemen 155 veya 156
numaralı telefonlarla polise haber verir. Oysa ilk aranması gereken yer
112 Acil Ambulans'tır. Polisin ambulansı harekete geçirmesi zaman
kaybına yol açar. Bu da yaşamla ölüm arasındaki süreçte ciddi bir
etkendir. 112 Acil Ambulans servisinin operasyon merkezi, zaten ihbari
aldıktan sonra polisi bilgilendirecektir. Öncelikle aranması gereken yer
112'dir. İhbari yaparken olayın tam olarak aktarılmasını sağlayın
(Hastanın durumu, bulunduğu yer, tam olarak adres, cinsiyet, yaş,
kazanın türü v.b.)
b) Ek kazalara meydan vermeyin
Bu durumda yapılacak işlemler kazazedenin olduğu kadar sizin yaşamınızı
da güvence altına alacaktır.
• Trafik kazasına müdahale ederken aracınızı güvenli bir yerde durdurun
ve flaşörlerinizi açın.
• Üzerinizde dikkat çekici renkte (tercihen fosforlu) bir giysi olmasına
dikkat edin. Aksi halde bir trafik kazasına da siz kurban
olabilirsiniz. Eğer böyle bir giysi sözkonusu değilse, atletinizi
çıkartıp giysinizin üzerine giyin. Ama en iyisi böyle dikat çekici yelek
veya ceket benzeri bir giysiyi bagajınızda bulundurun.
• Trafik uyarı işaretlerini koyun veya zaman kazanmak için birisinden bu
konuda size yardım etmesini isteyin. Yine aynı dikkat çekici giysiye
sahip birine, belli bir mesafede trafikteki araçları uyarmasını
söyleyin.
c) Durumu değerlendirin
Bir kaza ile karşılaştığınız anda yapılacak ilk hareket durumu
değerlendirmek, kazazedeye boyunluk takmak ve yangın söz konusu değilse,
onu kıpırdatmamaktır.Trafik kazalarında, travmaya bağlı olarak omurga
ve eklem yaralanmaları kaçınılmazdır. İşte bu durumda kesinlikle dikatli
olmalısınız. Yanınızda varsa, en iyi yöntem trafik kazasının şekli ve
türü ne olursa olsun derhal hastaya boyunluk takmaktır. Boyunluk,
otomobilinizde, ilkyardım çantası gibi bulundurmanız gereken en önemli
gereçtir. Eğer gerekli ilkyardım bilgilerine ve deneyime sahip
değilseniz, ambulans gelene kadar herhangi birinin yaralıyı
kıpırdatmasına engel olmanız en akıllıca davranış olacaktır. Sadece
boyunluk takmak ve bilinçsizce taşınmaya engellemek, yaralının yaşam
şansını yüzde 80 arttıracaktır. Eğer kaza geçiren araçta yangın
tehlikesi söz konusuysa, ancak o zaman yaralıyı araçtan çıkartmaya
teşebbüs edin. Ardından hastanın durumunu degerlendirmek için dört
duyunuzdan yararlanabilirsiniz.
Konuşun
Yaralı ile sözle temas kurmaya çalışın. "Adın ne, Olay nasıl oldu?" gibi
sorularla hem şuurunun açık kalmasını sağlayabilir, hem ona moral
verebilir, hem de ambulans gelene kadar bazı gerekli bilgileri
edinebilirsiniz. Ama bunları yaparken muhtemel bir felci önlemek için
boyunluğu takmış olmalı ve yaralının anlını tutarak başını hareket
ettirmesine engel olmalısınız. Eğer sorularınıza mantıklı cevaplar
verebiliyorsa, bilinci açık demektir. Vücudundaki hasarı en iyi ondan
öğrenebilir ve gelen acil yardım ekibinin işini kolaylaştırmış
olursunuz. Sorularınıza mantıksız cevaplar veriyor, konuşması kayıyorsa
bu onun beyninde muhtemel bir kanamaya işaret eder.
İzleyin
Yaralı, sözlü uyarılara cevap vermiyorsa, yapılması gereken onun vücut
fonksiyonlarını gözlemektir. Nefes alıp veriyor mu? Gögüs kafesi kalkıp
iniyor mu? Bunu anlamak için hastanın giysilerinin üst bölümünü keserek
çıkartmanızdır. Yaralının gözbebeklerine eğer varsa ışık tutun. Yoksa,
gözkapaklarını elinizle bir süre örtüp, tekrar açarak gözbebeği
hareketini izleyin. Eğer gözbebekleri ışığa tepki gösteriyor ve
küçülüyorsa beyinde problem yok demektir. Ancak kazazede eğer olaydan
önce morfin veya aşırı alkol gibi uyuşturucu etkisi altındaysa veya
gözüne atropin gibi bir ilaç damlatmışsa, tepkiler yanıltıcı olacaktır.
Unutmayın. Kazazedede kalp atışları, dolayısıyla solunum durmuşsa, en
belirgin görünüm tende ve dudaklarda morarmadır. İnsan teni normalde
pembe beyazdır. Ancak hasta fazlasıyla esmer tenli, hatta zenci
olabilir. O zaman dudak içlerine bakmamız gerekir. Irk, renk, cinsiyet
farkı ne olursa olsun dudak içi (mukoza) aynı renktir. Morarma olup
olmadığını buradan gözlemleyebilirsiniz.
Dokunun
• Nabız
Nabzına bakın. Ancak bunu yaparken bilek yerine boyun atardamarını
tercih edin. Zira kalp faaliyeti yavaşlamıs ve kan basıncı düşmüşse,
kolda nabız atışını hissetmeniz çok zordurr. Özelikle hasta şoka
girmişse, bilekten hiç nabız alamazsınız ve hastanın öldüğünü
sanabilirsiniz. Boyundan nabız almayı öğrenmek için önce kendinizi
dinleyerek pratik yapın.
• Memeler
İnsan bedeninde sinir uçlarının toplandığı bölgeler meme uçlarıdır.
Yurdumuzdaki ahlaki değerler göz önüne alındığında, yaralı bir kadınsa,
kulak memesini deneyebilirsiniz. Parmak uçlarınızla sıkın ve yaralının
acıya karşı tepkisini almaya çalışın.
• Parmak uçları
Yaralının tırnağının üzerine iki parmağınızla basınç uygulayın. Basıncı
kaldırdırdığınız takdirde, beyazlık kızarmaya başlarsa kan dolaşımı,
dolayısıyla kalp atışı var demektir. Beyazlığın kalıcı olması, kalbin
durduğuna yorumlanabilir.
• Dinleyin
Hastanın nefesini dinleyerek hissetmeye çalışın. Bu arada ağzini
koklayarak da nefes alip almadigini kontrol edebilirsiniz
d) Solunumun devamını sağlayın
Solunum yollarının devamlılığını sağlamak için öncelikle ağız ve burunda
yabancı bir cismin olup olmadığını kontrol edin.Solunum yollarının
devamlılığını sağlamak için öncelikle ağız ve burunda yabancı bir cismin
olup olmadığını kontrol edin. Eğer tıkayan bir nesne görürseniz,
parmaklarınızı kollayarak bu cisimi çıkartın. Mümkünse bu kontrolü bir
kalemle yapın, zira bilinci bulanık hasta parmaklarınızı ısırabilir.
Boyunluk yoksa, bunları yaparken hastanın ensesini desteklemelisiniz.
Ayakkabılarını, bir tişörtü, içi havayla şişirilmiş bir torbayı hastanın
ense boşluğunu desteklemek için kullanabilirsiniz.
Bu arada parmaklarınızı gezdirerek boyundaki olası bir hasarı hissetmeye
çalışın. Bir hastanın vücudundaki bir anormalliğin ayrımını en iyi
şekilde, sağlıklı olan kendi vücudunuzla karşılaştırarak yapabilirsiniz.
Buraya kadar anlatılanlar gözünüzü korkutmasın. Üzerinde çalıştığınız
takdirde, tüm kontrolleri 10-12 saniyede bitirebilmeniz mümkündür.
Tüm tesbitler negatif. Dört duyumuzun yardımıyla yaptığımız tüm
gözlemlerde hayat belirtisi almadık. Yani sözlü uyarı cevapsız kaldı,
nabız yok, kalp vuruşu yok, soluk alıp verme yok, gözbebekleri
hareketsiz veya belli belirsiz bir kıpırtı var. Kazazedenin vücudu
sıcak, ancak, ağrı uyarısına tepki gelmiyor, nefes kokusu yok, göğüs
kafesi kıpırdamıyor, dudak içlerinde morarma başladı. Bu durumda hasta
tıbben ölüdür. Hiç vakit geçirmeden akciğer-kalp canlandırmasına (kalp
masajı ve suni solunum) başlamak gereklidir.
ÇOK ÖNEMLİ:
Eğer kalp-akciğer canlandırması, diğer bir deyimle suni solunum ve kalp
masajı konusunda gerekli ilkyardım eğitimine ve becerisine sahip
değilseniz, burada göreviniz sona ermektedir. Ancak o ana kadar
edindiğiniz bulgular, gelecek ambulansın içindeki tıp görevlilerine
zaman kazandıracak ve yaralının yaşama şansını yükseltecektir.
DİKKAT! Soluk alıp veren ve nabız vuruşları hissedilen bir hastaya
baygın olsa bile kesinlikle kalp-akciğer canlandırması yapılmaz! Bir kez
daha altını çizerek vurgulamakta yarar görüyoruz: Kaza mahalinde
kontrolu ele almanız ön koşul. Çünkü yurdumuzda maalesef travmatik
vakalarda ve özellikle trafik kazalarında hastaların büyük çoğunluğu
olay yerinde değil, bilinçsiz taşıma sonucu hastaneye kaldırılırken
yaşamını kaybetmektedir. Asıl müdahale etmeniz gereken nokta, hastanın
kıpırdatılmasına engel olmaktır.
Dr. Feridun Çelikmen
International Hospital Acil Servis Doktoru