1. Yüzey Oymacılığı
Yüzeyleri zenginleştirmek, estetik bir görünüm ve belirli bir hareket
vermek için yapılan bir tekniktir. Bu teknikte ucu keskin bir kalemle
ağaç yüzeyi oyulmak suretiyle süsleme bütünüyle kabartma olarak ortaya
çıkarılır. Kalem çok derinlere inerse derin oyma, daha eğimli
çalışılırsa sathi veya mail kesim adı verilir. Kullanılan belli başlı
motifler rumi, çiçek, geometrik şekiller ve yazılardır.
A. Az derinlikli yüzey oymacılığı:
A.1. Az derinlikli düz satıhlı: Ahşap yüzeyi aynı seviyede ve düz
satıhlıdır. Motiflerin derinliği yüzeyden üç yada dört milimetreyi
geçmez.
A.2. Az derinlikli yuvarlak satıhlı: Ahşap yüzeyi aynı seviyede ve
yuvarlak satıhlıdır .
Yapılacak motif ana hatlarıyla aslına uygun olur. İşlenmesi ve
temizlenmesi kolaydır.
Zarif görünüşü bakımından her zaman uygulanan bir oyma türüdür.
B. Çok derinlikli yüzey oymacılığı
Yüzeyden 4mm’den fazla derinliği olan oymalara çok derinlikli yüzey
oymacılığı. Az derinlikli, yüzey oymacılığından daha derin ve hareketli
bir uygulamadır. İşlenen motifler daha canlı olarak görülür. Fakat
motifin işlenmesi oldukça güçtür.
B.1. Çok derinlikli düz satıhlı: Ahşapta düz bir yüzey oluşturur.
Motifler yüzeye derin oyma ile işlenir. Aynı eserde bazı motiflerin bu
teknikle, bazıları ise daha sonra anlatılacak olan motiflerin çok
derinlikli yuvarlak satıhlı, oyma ile işlendiği görülür.
Ankara Alaedin Camii minberi ön cephesinde kapı köşelikleri (1197-1198)
Malatya Ulu camii minberi (13.yy), Kayseri Ulu camii minber kapısı
rozetleri (1205)
Amasya Burmalı minare caminin minberinin kitabesi (13.yy).Alaşehir
Kileci Mescidi pencere kanatları (13.yy sonu), Ankara Ahi Şerafeddin
sandukası (1350. Etnografya müzesi ) bu tekniğe ait örnekler
sunulmaktadır.
B.2. Çok derinlikli yuvarlak satıhlı: Özelikle, kitabelerde, yazılarda,
oymalar çok zengin bir görünüş veren ve en çok kullanılan bu ahşap
tekniğinde röliyefler engebeli yuvarlak bir yüzey meydana getirilmek
üzere işlenmiştir. Bazı örneklerde kabartmalar çok yüksektir ve kafes
(ajur) tekniği etkisini verir.
Konya Mevlana ve İstanbul Türk İslam Eserleri Müzelerinde sergilenen
çeşitli rahlelerde Siirt Ulu camii minberi yazılarında (Ankara
Etnoğrafya Müzesi), Ankara Kızılbey camii kapısında (Etnografya müzesi
), Kızılbey camii kürsüsünde (1264-83), Ankara Aslanhane Camii minberi
kapılarında bu şekil oymalar görürüz. Çok bol olan bu örnekler daha çok
sayıda eserlerde çoğaltılabilir.
C. Çift katlı kabartma (röliyef) tekniği: Özellikle kitabelerde,
yazılarda kullanılan ve çok zengin bir görünüşü olan bu teknikte ,daha
önce adı geçen iki oyma tekniği bir arada kullanılmıştır. Genellikle
altta kalan arabeksleri meydana getiren dekor ise yuvarlak yüzeyli derin
oyma ile işlenmiştir. Ankara Alaeddin camii minberi kitabesi buna güzel
bir örnektir.
D. Eğri kesim tekniği :
Bu teknik Anadolu’ daki ahşap eserlerin bitki süslemeleri için
kullanılmıştır. Bu tür oyulan kompozisyonlarda geometrik eleman bir veya
iki ince yiv halinde bütün yüzeyi dolaşan çizgiler halindedir.
2. Kündekari Tekniği
Genelde minberlerin yanı yüzeylerinde ve kapılarda kullanılan kündekari
tekniği büyük ustalık gerektirir. İslam sanatında en erken örneklerini
12.yüzyılda Mısır, Halep ve Anadolu’da bulmaktayız. Tekniğin bu üç
merkezde birbirine paralel olarak geliştiği zannedilmektedir.
Bu teknik, küçük ölçüde geometrik parçaların birbirine geçmesi ile elde
edilir. Bu parçaların ahşap suları, damarları birbirine zıt vaziyette
konulduğundan, ahşabın zaman içerisinde çalışmasından doğabilecek
sakıncaları bir ölçüde engel olduğu için kapı kanatları uzun yıllar
düzgünlüğünü korumuştur.
Kündekari tekniği yapılışına göre hakiki ve taklit kündekari olarak iki
ana grupta incelenebilir.
A. Hakiki Kündekari
Bir Çatma Tekniği olan hakiki kündekaride sekizgen, baklava ve yıldız
biçiminde olan, içi arabesk kabartmalı ahşap parçalarla bunları
birbirine bağlayan oluklu ahşap kirişler içine geçerek bağlanmıştır. Bu
parçaları birbirine tutturmak için çivi veya tutkal kullanılmıştır.
Parçalar geçme olduğundan ahşabın kuruyup çekmesi halinde ayrılmalar,
yarıklar olmaz. Sağlamlığı sağlamak için geçme kündekari satıhlarının
altında ahşap bir iskelet bulunur.
Geometrik ahşap parçalar negatif veya pozitif geçmelerle birbirine
bağlanarak yapılacak parça bir uçtan başlayarak adeta sepet örer gibi
örülerek bütüne gidilir. Günümüze kadar gelmiş çok muhteşem örneklerin
pek çoğunun örgü sistemi çözülememiş, çeşitli nedenlerle yıpranıp
dağılan birkaç kapıyı toplayıp eski haline getirmek mümkün olamamıştır.
Çok güç olan kündekari tekniğinde işlenmiş küçük detaylı veya daha kaba
örneklere rastlanabilir. Konya Alaeddin (1155-56), Aksaray Ulu (12.yy),
Harput Sare Hatun (12.yy), Malatya Ulu (13.yy), Siirt Ulu (13. yy),
Sivrihisar Ulu (1275), Beyşehir Eşrefoğlu (1298-99), camii minberi
kündekari tekniğinin kaba ve daha ustalıkla işlenmiş örneklerini
sunmaktadır. Niğde Sungurbey (14.yy), Ürgüp Damseköy Taşkın Paşa
(14.yy), Birgi Ulu (1322), Manisa Ulu (1376-77), Manisa İvaz Paşa(1478),
Bursa Ulu (1399), camii minberleri Selçuklu geleneğinin daha da
incelerek sürdüren geç devir örnekleridir.
B. Taklik Kündekari
Hakiki kündekarinin daha kaba ve az ustalık isteyen bir grubudur. Bu
örneklerde ahşap bloklar üzerinde sekizgenler, yıldızlar, baklavalar
v.b. geometrik şekillere ayrılarak elde edilir. Kafesi oluşturan
kirişler ahşap çıtalardan çakılmıştır. Taklit kündekari yapılış
tekniğine göre üç gruba ayrılır.
B.1. Çakma ve Kabartma Kündekari
Çakma ve kabartma kündekari tekniğinde minber yan aynalıkları veya kapı
kanatları aynı ahşap bloklarının yan yana geçirilmesi ile tamamlanır. Bu
ahşap bloklarda içi arabesk dekorla süslü sekizgenli, baklava ve yıldız
şekilli kısımlar birer kabara ile kabartma halinde işlenmiştir. Bu
çıkıntılı satıhların arasına geometrik kafesi oluşturan kinişlere
çakılmıştır. Görünüşte hakiki kündekariden güç ayrılan bir teknikte
sekizgen, yıldız ve baklavalarda (ahşap blokla yekpare oldukları için)
çivi yoktur, aradaki çıtalar çivi ile tutturulmuştur. Ahşap blokların
kuruyup küçülmesi halinde panoların arasına boydan boya ayrıklar
görülür. Bu taklit kündekarinin aslına en yaklaşan ve ustalık isteyen
güzel bir örnektir.
Ankara Alaeddin (1197-1198),Kayseri Ulu (1205), Kayseri Huand Hatun
(1237),Ankara Kızılbey (13.yy Ankara Etnografya Müzesinde ), Divriği Ulu
(1228-299),Ankara Arslanhane (1289-90) Çoruh ULU (1306),Cami minberleri
bu teknikle işlenmiş örneklerdir.
B-2) Tamamen Çakma ve Yapıştırma Kündekari
Tamamen çakma ve yapıştırma kündekari, taklit gurubun daha kaba ve az
ustalık isteyen örneklerini sunar. Bu işçilikte ahşap bloklar üzerine
sekizgenler, yıldızlar baklavalar ve geometrik kafesi meydana getiren
ahşap kirişler çakılmıştır. Örnekler geç devirdendir. Ankara Ahi Elvan
Camii minberi (1382),Merzifon Çelebi Sultan Mehmet Medresesi dış kapısı
(15.yy) ve Amasya Mehmet Paşa camii kapısı (Amasya Gök Medrese camii
Müzesi) bu teknik için örnek gösterilebilir. Görünüşte, çakma kabartmalı
kündekariye benzemeyen bu gruba ait örnekler daha çok olmalıdır. Ancak
geometrik kafesin içindeki parçaların dökülmesi ile anlaşılabildiğinden
saptanması güçtür. Ahşap blokların kuruyup küçülmesiyle burada da
blokların arasında ayrıklar görülür .
B-3 Tamamen kabartmalı kündekari
Tamamen kabartmalı kündekari oldukça yaygındır. Daha az kalınlığı olan
pencere kepengi, kapı ve minber kapılarının altında kullanmışlardır. En
bol örnekleri veren bu grupta sekizgenler bloğun kabartması halindedir.
Kabartmalar fazla yüksek değildir. Geometrik kafesi ile arabeksli iç
dolguları belirli bir düzey ayrımı göstermez. Bu tip malzemede ahşabın
kuruması ile çeşitli yönde yarılmalar olabilir. Ankara Etnografya
Müzesinde bulunan Kayseri Ulu (1205), Ankara Baklacı Baba (1268), Ankara
Kuyulu Hoca Paşa (13.yy), Amasya Gök Medrese Camii kapısı (13.yy Amasya
müzesinde) Birgi Ulu Camii pencere kanatlarından bazılarında (1322),
Ayaş Ulu Camii minberinde (14.yy) bu tekniğin çeşitli desen ve
kompozisyonla da uygulanmasını görürüz.
Yüzeyleri zenginleştirmek, estetik bir görünüm ve belirli bir hareket
vermek için yapılan bir tekniktir. Bu teknikte ucu keskin bir kalemle
ağaç yüzeyi oyulmak suretiyle süsleme bütünüyle kabartma olarak ortaya
çıkarılır. Kalem çok derinlere inerse derin oyma, daha eğimli
çalışılırsa sathi veya mail kesim adı verilir. Kullanılan belli başlı
motifler rumi, çiçek, geometrik şekiller ve yazılardır.
A. Az derinlikli yüzey oymacılığı:
A.1. Az derinlikli düz satıhlı: Ahşap yüzeyi aynı seviyede ve düz
satıhlıdır. Motiflerin derinliği yüzeyden üç yada dört milimetreyi
geçmez.
A.2. Az derinlikli yuvarlak satıhlı: Ahşap yüzeyi aynı seviyede ve
yuvarlak satıhlıdır .
Yapılacak motif ana hatlarıyla aslına uygun olur. İşlenmesi ve
temizlenmesi kolaydır.
Zarif görünüşü bakımından her zaman uygulanan bir oyma türüdür.
B. Çok derinlikli yüzey oymacılığı
Yüzeyden 4mm’den fazla derinliği olan oymalara çok derinlikli yüzey
oymacılığı. Az derinlikli, yüzey oymacılığından daha derin ve hareketli
bir uygulamadır. İşlenen motifler daha canlı olarak görülür. Fakat
motifin işlenmesi oldukça güçtür.
B.1. Çok derinlikli düz satıhlı: Ahşapta düz bir yüzey oluşturur.
Motifler yüzeye derin oyma ile işlenir. Aynı eserde bazı motiflerin bu
teknikle, bazıları ise daha sonra anlatılacak olan motiflerin çok
derinlikli yuvarlak satıhlı, oyma ile işlendiği görülür.
Ankara Alaedin Camii minberi ön cephesinde kapı köşelikleri (1197-1198)
Malatya Ulu camii minberi (13.yy), Kayseri Ulu camii minber kapısı
rozetleri (1205)
Amasya Burmalı minare caminin minberinin kitabesi (13.yy).Alaşehir
Kileci Mescidi pencere kanatları (13.yy sonu), Ankara Ahi Şerafeddin
sandukası (1350. Etnografya müzesi ) bu tekniğe ait örnekler
sunulmaktadır.
B.2. Çok derinlikli yuvarlak satıhlı: Özelikle, kitabelerde, yazılarda,
oymalar çok zengin bir görünüş veren ve en çok kullanılan bu ahşap
tekniğinde röliyefler engebeli yuvarlak bir yüzey meydana getirilmek
üzere işlenmiştir. Bazı örneklerde kabartmalar çok yüksektir ve kafes
(ajur) tekniği etkisini verir.
Konya Mevlana ve İstanbul Türk İslam Eserleri Müzelerinde sergilenen
çeşitli rahlelerde Siirt Ulu camii minberi yazılarında (Ankara
Etnoğrafya Müzesi), Ankara Kızılbey camii kapısında (Etnografya müzesi
), Kızılbey camii kürsüsünde (1264-83), Ankara Aslanhane Camii minberi
kapılarında bu şekil oymalar görürüz. Çok bol olan bu örnekler daha çok
sayıda eserlerde çoğaltılabilir.
C. Çift katlı kabartma (röliyef) tekniği: Özellikle kitabelerde,
yazılarda kullanılan ve çok zengin bir görünüşü olan bu teknikte ,daha
önce adı geçen iki oyma tekniği bir arada kullanılmıştır. Genellikle
altta kalan arabeksleri meydana getiren dekor ise yuvarlak yüzeyli derin
oyma ile işlenmiştir. Ankara Alaeddin camii minberi kitabesi buna güzel
bir örnektir.
D. Eğri kesim tekniği :
Bu teknik Anadolu’ daki ahşap eserlerin bitki süslemeleri için
kullanılmıştır. Bu tür oyulan kompozisyonlarda geometrik eleman bir veya
iki ince yiv halinde bütün yüzeyi dolaşan çizgiler halindedir.
2. Kündekari Tekniği
Genelde minberlerin yanı yüzeylerinde ve kapılarda kullanılan kündekari
tekniği büyük ustalık gerektirir. İslam sanatında en erken örneklerini
12.yüzyılda Mısır, Halep ve Anadolu’da bulmaktayız. Tekniğin bu üç
merkezde birbirine paralel olarak geliştiği zannedilmektedir.
Bu teknik, küçük ölçüde geometrik parçaların birbirine geçmesi ile elde
edilir. Bu parçaların ahşap suları, damarları birbirine zıt vaziyette
konulduğundan, ahşabın zaman içerisinde çalışmasından doğabilecek
sakıncaları bir ölçüde engel olduğu için kapı kanatları uzun yıllar
düzgünlüğünü korumuştur.
Kündekari tekniği yapılışına göre hakiki ve taklit kündekari olarak iki
ana grupta incelenebilir.
A. Hakiki Kündekari
Bir Çatma Tekniği olan hakiki kündekaride sekizgen, baklava ve yıldız
biçiminde olan, içi arabesk kabartmalı ahşap parçalarla bunları
birbirine bağlayan oluklu ahşap kirişler içine geçerek bağlanmıştır. Bu
parçaları birbirine tutturmak için çivi veya tutkal kullanılmıştır.
Parçalar geçme olduğundan ahşabın kuruyup çekmesi halinde ayrılmalar,
yarıklar olmaz. Sağlamlığı sağlamak için geçme kündekari satıhlarının
altında ahşap bir iskelet bulunur.
Geometrik ahşap parçalar negatif veya pozitif geçmelerle birbirine
bağlanarak yapılacak parça bir uçtan başlayarak adeta sepet örer gibi
örülerek bütüne gidilir. Günümüze kadar gelmiş çok muhteşem örneklerin
pek çoğunun örgü sistemi çözülememiş, çeşitli nedenlerle yıpranıp
dağılan birkaç kapıyı toplayıp eski haline getirmek mümkün olamamıştır.
Çok güç olan kündekari tekniğinde işlenmiş küçük detaylı veya daha kaba
örneklere rastlanabilir. Konya Alaeddin (1155-56), Aksaray Ulu (12.yy),
Harput Sare Hatun (12.yy), Malatya Ulu (13.yy), Siirt Ulu (13. yy),
Sivrihisar Ulu (1275), Beyşehir Eşrefoğlu (1298-99), camii minberi
kündekari tekniğinin kaba ve daha ustalıkla işlenmiş örneklerini
sunmaktadır. Niğde Sungurbey (14.yy), Ürgüp Damseköy Taşkın Paşa
(14.yy), Birgi Ulu (1322), Manisa Ulu (1376-77), Manisa İvaz Paşa(1478),
Bursa Ulu (1399), camii minberleri Selçuklu geleneğinin daha da
incelerek sürdüren geç devir örnekleridir.
B. Taklik Kündekari
Hakiki kündekarinin daha kaba ve az ustalık isteyen bir grubudur. Bu
örneklerde ahşap bloklar üzerinde sekizgenler, yıldızlar, baklavalar
v.b. geometrik şekillere ayrılarak elde edilir. Kafesi oluşturan
kirişler ahşap çıtalardan çakılmıştır. Taklit kündekari yapılış
tekniğine göre üç gruba ayrılır.
B.1. Çakma ve Kabartma Kündekari
Çakma ve kabartma kündekari tekniğinde minber yan aynalıkları veya kapı
kanatları aynı ahşap bloklarının yan yana geçirilmesi ile tamamlanır. Bu
ahşap bloklarda içi arabesk dekorla süslü sekizgenli, baklava ve yıldız
şekilli kısımlar birer kabara ile kabartma halinde işlenmiştir. Bu
çıkıntılı satıhların arasına geometrik kafesi oluşturan kinişlere
çakılmıştır. Görünüşte hakiki kündekariden güç ayrılan bir teknikte
sekizgen, yıldız ve baklavalarda (ahşap blokla yekpare oldukları için)
çivi yoktur, aradaki çıtalar çivi ile tutturulmuştur. Ahşap blokların
kuruyup küçülmesi halinde panoların arasına boydan boya ayrıklar
görülür. Bu taklit kündekarinin aslına en yaklaşan ve ustalık isteyen
güzel bir örnektir.
Ankara Alaeddin (1197-1198),Kayseri Ulu (1205), Kayseri Huand Hatun
(1237),Ankara Kızılbey (13.yy Ankara Etnografya Müzesinde ), Divriği Ulu
(1228-299),Ankara Arslanhane (1289-90) Çoruh ULU (1306),Cami minberleri
bu teknikle işlenmiş örneklerdir.
B-2) Tamamen Çakma ve Yapıştırma Kündekari
Tamamen çakma ve yapıştırma kündekari, taklit gurubun daha kaba ve az
ustalık isteyen örneklerini sunar. Bu işçilikte ahşap bloklar üzerine
sekizgenler, yıldızlar baklavalar ve geometrik kafesi meydana getiren
ahşap kirişler çakılmıştır. Örnekler geç devirdendir. Ankara Ahi Elvan
Camii minberi (1382),Merzifon Çelebi Sultan Mehmet Medresesi dış kapısı
(15.yy) ve Amasya Mehmet Paşa camii kapısı (Amasya Gök Medrese camii
Müzesi) bu teknik için örnek gösterilebilir. Görünüşte, çakma kabartmalı
kündekariye benzemeyen bu gruba ait örnekler daha çok olmalıdır. Ancak
geometrik kafesin içindeki parçaların dökülmesi ile anlaşılabildiğinden
saptanması güçtür. Ahşap blokların kuruyup küçülmesiyle burada da
blokların arasında ayrıklar görülür .
B-3 Tamamen kabartmalı kündekari
Tamamen kabartmalı kündekari oldukça yaygındır. Daha az kalınlığı olan
pencere kepengi, kapı ve minber kapılarının altında kullanmışlardır. En
bol örnekleri veren bu grupta sekizgenler bloğun kabartması halindedir.
Kabartmalar fazla yüksek değildir. Geometrik kafesi ile arabeksli iç
dolguları belirli bir düzey ayrımı göstermez. Bu tip malzemede ahşabın
kuruması ile çeşitli yönde yarılmalar olabilir. Ankara Etnografya
Müzesinde bulunan Kayseri Ulu (1205), Ankara Baklacı Baba (1268), Ankara
Kuyulu Hoca Paşa (13.yy), Amasya Gök Medrese Camii kapısı (13.yy Amasya
müzesinde) Birgi Ulu Camii pencere kanatlarından bazılarında (1322),
Ayaş Ulu Camii minberinde (14.yy) bu tekniğin çeşitli desen ve
kompozisyonla da uygulanmasını görürüz.