Takı sanatı boncuklar ve doğal taşlar
Boncuklarla güzelleşmek çok eski çağlara uzanır.
Boncuğun
Öyküsü
Anadolu'daki kadın ve kızlarımızın boş zamanlarını değerlendirdiği,
hayallerini boncuklu takılarla gerçekleştirdiği bir uğraşı, bir
kültürdür.
Rengarenk boncuklarla doğadan esinlenerek birçok takı yapılmıştır. Maddi
geliri az emeği çok olan boncuk takılar yüzyıllar boyunca süslenme
aracı olmuştur.
Boncuklarla güzelleşmek çok eski çağlara uzanır. Tarih öncesi çağda
boncuklar, kulağa, boyuna, kalça çevresine, hatta kirpiklere takılırdı.
Bitki tohumları, deniz kabukları, küçük fosiller hep süslenme aracı
olmuştur.
M.Ö. 4000'lerde sabun taşından yapılan ilk mısır boncukları cama yakın
bir sırla kaplanıyordu. Altından yapılmış boncuklar M.Ö. 3000'lerde
Sümer ve İndus vadisi uygarlıklarında kullanıldığı bilinir. Ayrıca yeşil
feldispat, lapis lazuli, fruze karneliyen, hematit ve mor yakut eski
toplumların boncuk yapıp kullandıkları taşlardır.
Orta Çağdan beri değiş-tokuş amacıyla kullanılan boncuk, ilkel
toplumlarda çok değerli bir armağandı. Yıllarca nesilden nesile
aktarılan bu sanat özellikle Anadolu'da fazlaca rağbet görmektedir.
Yazma kenarına boncuk oyası, kolye, bilezik, gıdıklık, alınlık, saç
bağı, başlık, saçak olarak çalışılmış, elbiseye, gelinliğe, kumaşa,
kemere, terliğe hatta takunyaya dahi dikilmiştir.
Tespih, muska, kutu, kibritlik, para kesesi, saat kesesi, çanta, cüzdan,
avize olarak da görmekteyiz. Oyalanmak ve stres atmak amacıyla
mahkumlara verilen takı bilgisiyle, sabırlı çalışmalarıyla boncuklardan
kuşlar, tespihler, birçok çeşit takılar yapmışlardır.
Doğal
Taşlar
Doğada bilinen 2000 adet mineral vardır. Kaliteli ve süs taşı olarak
bilinenler arasında, amber, elmas, yakut, zümrüt, akuamarin, safir,
topaz, labradorit, ametist, opal, agat (akik) oniks, granat, turmalin ve
turkuaz (fruze)dır.
Yurdumuzda ise Erzurum'un meşhur oltu taşı, Eskişehir'in lületaşı,
Eskişehir Sarıcakaya Mayıslar mevkiindeki Kalsedon madenlerinden çıkan
kalsedon ve kuvars taşlarının yurtdışına ihracatı yapılmaktadır.
Dünyanın en büyük kalsedon yatağından deniz aşırı ülkelere ihracat
yapılması Türkiye için gurur vesilesidir.
Taşlar, takı olarak işlenince büyük değer kazanırlar, doğadaki bu
taşların insanlar üzerinde etkisi olduğuna inanılır. Uzun ömür ve
mutluluğun sembolü olan agat (akik) taşının strese, turkuazın nazara iyi
geldiği kabul edilir. Topaz, kan dolaşımını düzenler, telepatik güç
sağlar. Zebercet belirsiz korkulara iyi gelir. Opal ise sevgi ve şefkat
sembolüdür. Kalsedon taşını, kötülüklerden koruyan uğur taşı olarak
kabul eden Romalıların ceplerinde taşıdıkları bilinir. Hatta Romalı
avukatların kalsedon taşını taşıdıklarında girdikleri davaları
kaybetmedikleri yazılır. Modern çağın insanları taşlara yoğun olan
ilgiyi fark edip laboratuarlarda yapay süs taşları üretirler. Diğerleri
kadar parlak olmasına rağmen doğal olmaması fiyatının düşük olmasına
neden olmuştur.
Ametist, diğer adıyla mor yakutun çeşitli inançlara göre zehirlere karşı
koruyucu özelliği olduğu söylenir. Kuvars ailesinden mor ya da mavi-mor
renkli bir taştır. Asya ve Mısır'da mühür olarak değer kazanmış ayıklık
verme özelliği olduğundan daha çok kadeh, çanak, kap gibi objeler
ametistten yapılmıştır. Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Göğü
köyünde bulunan ametist yatağından çıkarılmaktadır.
Taşlarla burçlar arasında bir bağlantı olduğu, bazı taşların bazı
burçlara uğur getirdiğine inanılır. İnsan vücudunun sadece etten ve
kemikten olmadığı enerjisinin de olduğu, tüm canlıların pozitif ve
negatif yönde etkilendiği bir gerçektir
Boncuklarla güzelleşmek çok eski çağlara uzanır.
Boncuğun
Öyküsü
Anadolu'daki kadın ve kızlarımızın boş zamanlarını değerlendirdiği,
hayallerini boncuklu takılarla gerçekleştirdiği bir uğraşı, bir
kültürdür.
Rengarenk boncuklarla doğadan esinlenerek birçok takı yapılmıştır. Maddi
geliri az emeği çok olan boncuk takılar yüzyıllar boyunca süslenme
aracı olmuştur.
Boncuklarla güzelleşmek çok eski çağlara uzanır. Tarih öncesi çağda
boncuklar, kulağa, boyuna, kalça çevresine, hatta kirpiklere takılırdı.
Bitki tohumları, deniz kabukları, küçük fosiller hep süslenme aracı
olmuştur.
M.Ö. 4000'lerde sabun taşından yapılan ilk mısır boncukları cama yakın
bir sırla kaplanıyordu. Altından yapılmış boncuklar M.Ö. 3000'lerde
Sümer ve İndus vadisi uygarlıklarında kullanıldığı bilinir. Ayrıca yeşil
feldispat, lapis lazuli, fruze karneliyen, hematit ve mor yakut eski
toplumların boncuk yapıp kullandıkları taşlardır.
Orta Çağdan beri değiş-tokuş amacıyla kullanılan boncuk, ilkel
toplumlarda çok değerli bir armağandı. Yıllarca nesilden nesile
aktarılan bu sanat özellikle Anadolu'da fazlaca rağbet görmektedir.
Yazma kenarına boncuk oyası, kolye, bilezik, gıdıklık, alınlık, saç
bağı, başlık, saçak olarak çalışılmış, elbiseye, gelinliğe, kumaşa,
kemere, terliğe hatta takunyaya dahi dikilmiştir.
Tespih, muska, kutu, kibritlik, para kesesi, saat kesesi, çanta, cüzdan,
avize olarak da görmekteyiz. Oyalanmak ve stres atmak amacıyla
mahkumlara verilen takı bilgisiyle, sabırlı çalışmalarıyla boncuklardan
kuşlar, tespihler, birçok çeşit takılar yapmışlardır.
Doğal
Taşlar
Doğada bilinen 2000 adet mineral vardır. Kaliteli ve süs taşı olarak
bilinenler arasında, amber, elmas, yakut, zümrüt, akuamarin, safir,
topaz, labradorit, ametist, opal, agat (akik) oniks, granat, turmalin ve
turkuaz (fruze)dır.
Yurdumuzda ise Erzurum'un meşhur oltu taşı, Eskişehir'in lületaşı,
Eskişehir Sarıcakaya Mayıslar mevkiindeki Kalsedon madenlerinden çıkan
kalsedon ve kuvars taşlarının yurtdışına ihracatı yapılmaktadır.
Dünyanın en büyük kalsedon yatağından deniz aşırı ülkelere ihracat
yapılması Türkiye için gurur vesilesidir.
Taşlar, takı olarak işlenince büyük değer kazanırlar, doğadaki bu
taşların insanlar üzerinde etkisi olduğuna inanılır. Uzun ömür ve
mutluluğun sembolü olan agat (akik) taşının strese, turkuazın nazara iyi
geldiği kabul edilir. Topaz, kan dolaşımını düzenler, telepatik güç
sağlar. Zebercet belirsiz korkulara iyi gelir. Opal ise sevgi ve şefkat
sembolüdür. Kalsedon taşını, kötülüklerden koruyan uğur taşı olarak
kabul eden Romalıların ceplerinde taşıdıkları bilinir. Hatta Romalı
avukatların kalsedon taşını taşıdıklarında girdikleri davaları
kaybetmedikleri yazılır. Modern çağın insanları taşlara yoğun olan
ilgiyi fark edip laboratuarlarda yapay süs taşları üretirler. Diğerleri
kadar parlak olmasına rağmen doğal olmaması fiyatının düşük olmasına
neden olmuştur.
Ametist, diğer adıyla mor yakutun çeşitli inançlara göre zehirlere karşı
koruyucu özelliği olduğu söylenir. Kuvars ailesinden mor ya da mavi-mor
renkli bir taştır. Asya ve Mısır'da mühür olarak değer kazanmış ayıklık
verme özelliği olduğundan daha çok kadeh, çanak, kap gibi objeler
ametistten yapılmıştır. Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Göğü
köyünde bulunan ametist yatağından çıkarılmaktadır.
Taşlarla burçlar arasında bir bağlantı olduğu, bazı taşların bazı
burçlara uğur getirdiğine inanılır. İnsan vücudunun sadece etten ve
kemikten olmadığı enerjisinin de olduğu, tüm canlıların pozitif ve
negatif yönde etkilendiği bir gerçektir