İyi Bir Sürüş İçin Tavsiyeler
Kesinlikle içkili olarak otomobil kullanmayın. En azından kendinize bir
limit belirleyin ve bu limite yaklaştığınızda içmeyi bırakın. Içkili
olarak sürüş esnasında refleksleriniz zayıflamış olacak ve direksiyon
başındaki tepkileriniz çok daha yavaş gerçekleşecektir.
Emniyet kemerinizi mutlaka takınız. Hayatınızı kurtaracak bu kadar basit
bir uygulamada “sıkılıyorum” mazereti kabul edilebilir mantıklı bir
mazeret değildir. Emniyet kemerini hiç takmamanın yanında yapılan bir
diğer hata da emniyet kemerini otoyolda takmak, ancak şehir içinde ya da
gidilecek semte yaklaşıldığında “nasıl olsa geldik” mantığıyla otomobil
henüz durmadan emniyet kemerini çıkartmaktır. Kazanın emniyet kemerinin
çıkarıldığı an ile otomobilin park edildiği ana kadar geçen bu süre
zarfında gerçekleşmeyeceğini kimse garanti edemez. Hatchback
otomobillerde 8 km/h gibi son derece düşük süratte yapılan ‘geri viteste
direğe çarpma’ testinde, çarpmanın etkisiyle birçok otomobilin arka
tamponlarının içeri göçtüğünü, hatta bazılarının camlarının çatladığını
biliyor musunuz? Çoğumuzun dikkate almaya değer görmediği süratlerde
gerçekleşen kazaların bile ciddi yaralanma ve hatta ölümlere sebebiyet
verebileceğini unutmayalım.
Farlarınızı gece gündüz açık tutunuz. Bu, halk arasında her ne kadar
‘görmemişlik’, ‘hava atma’ ya da ‘dikkat çekme amacıyla yapılan bir
hareket’ olarak görülse de, olası bir tehlike durumunda farı yanan
araçların trafikteki diğer sürücüler tarafından farı yanmayanlara göre
çok daha çabuk farkedileceğini unutmayın.
Direksiyon başındaki oturma pozisyonunuzu iyi ayarlayın. Otomobil
kullanmak son derece ciddiyet göstermek gereken bir iştir ve otomobil
yatak odanız değildir. Birçok otomobilde gördüğümüz neredeyse 45
derecelik açıyla geriye doğru yatırılmış koltuklar hem sürüş
konsantrasyonunu azaltacak ve tehlike anında vereceğiniz tepki süresini
uzatacak, hem de kaza anında tehlike arzedecektir. Yatık olmayan ancak
aşırı derecede geri alınmış koltuklar ise yine direksiyon başında
verilen tepkileri geciktirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Sürüş esnasında direksiyon daima iki el ile birden ve saat 9:15
pozisyonunda tutulmalıdır. Koltuğun direksiyona olan mesafesi, kollar
yaklaşık 45 derecelik bir açı yapacak şekilde ayarlanmalıdır.
Otomobil kullanacağınız ayakkabılar: ne aynı anda iki pedala birden
basacak kadar aşırı geniş, ne hissi azaltacak kadar aşırı kalın tabanlı,
ne de ayakların hareketini engelleyecek kadar uzun topuklu olmalıdır.
Eğer bu durumlardan bir veya birkaçı mevcut ise daha sakin ve tehlike
arzetmeyecek bir sürüşle yolculuk tamamlanmalıdır.
Kalabalık (otomobilin içinde çok sayıda kişinin bulunduğu) yolculuklar
en tehlikeli yolculuklardır. Gerek görüşün kısıtlanması, gerekse
yolcuların konuşma ve hareketlerinden dolayı konsantrasyonunuzun tek
başınıza otomobil kullanırken olduğu kadar yoğun olamayacağından
hareketle bu tip yolculuklarda maksimum dikkati sarfetmeniz sizin ve
yolcularınızın yararına olacaktır.. Özellikle sollama ve şerit
değişimlerinde.
Kalabalık yolculuklarda eğer arka koltuğa 3 kişi oturmak mecburiyetinde
kalırsa ortaya en kısa boylu olanın oturması en mantıklı çözümdür. Dikiz
aynasını kullanacağınız zamanlarda daha iyi bir görüş için yardımcı
olacaktır.
Yağmurun yağmaya başladığı ilk anlarda ve mıcırlı yollarda son derece
dikkatli olun. Normalin çok az üzerinde sürat yapıyor dahi olsanız
özellikle mıcırlı yollarda yoldan nasıl çıktığınızı anlamazsınız bile..
Bisikletlilere her zaman dikkat edin ve yanlarından geçerken mümkün
olduğunca yavaşlayın. Ülkemizde henüz bisikletlilere ayrılmış özel
yollar yoktur ve her ne kadar yolun sağından gidiyor dahi olsalar
kendileriyle aynı şerit üzerinde olduğunuzu unutmayın.
Yollara kesinlikle güvenmeyin. Ülkemiz yollarında çoğu viraj ya eğimsiz,
ya da daha kötüsü ters eğimlidir. Hızınızı iyi ayarlayın.
Arabanız kirli bile olsa, iyi bir görüş için en azından ayna ve
camlarınızı temizleyebilirsiniz.
Kazayı yaptıranın genelde aşırı hız olduğu söylense de, özellikle şehir
içi trafikte hıza dayalı kazanın asıl sebebi genel olarak hızlı
gitmekten çok trafiğin normal akışından hızlı gitmektir. TEM otoyolunda
tüm otomobiller 180 km/s hızla giderken sorun nisbeten daha azdır, ancak
bütün otomobiller 90km/s ile giderken siz 180 km/s ile gidiyorsanız
tehlikenin özellikle sizin açınızdan çok daha büyük olduğunu
söyleyebiliriz. Tabi kaza sırasında zarar verdiğiniz diğer otomobilleri
saymazsak.. Yine aynı şekilde, hızla giden trafikte eğer siz trafiğin
geneline göre son derece düşük bir süratte seyrediyorsanız trafiğin
geneli için son derece büyük bir tehlike yaratıyorsunuz demektir.
Kesinlikle kimseyle yarışmayın. Yarış kaza getirir. Siz çok iyi ve son
derece dikkatli bir sürücü olabilirsiniz ancak diğer sürücünün yapacağı
bir hata, diğer otomobillerin de karışacağı bir kazayla
sonuçlanabilir.
Önünüzdeki otomobi ille olan takip mesafesini iyi ayarlayın. Kesinlikle
yakın takip yapmayın.
Yolculuk boyunca vitesi hiç bir zaman boşa almayın.
Aynaları muhakkak kullanın.
Eğer ABS sistemi varsa frene basmaktan korkmayın. Freni pompalamak, öne
engel çıktığında önce frene basıp bırakmak, sonra tekrar basmak gibi
teknikler sadece ABS fren sistemi olmayan otomobiller için geçerli eski
tekniklerdir.
Pedal kısmında ayaklarınızın hareketini engelleyecek nesneler
bırakmayın.
Bakım sırasında ön konsola torpido parlatıcı sprey uygulamayın ve
yolculuk esnasında bu kısımda kutu mendil, kaset, CD gibi cama yansıması
muhtemel hiçbir şey bulundurmayın. Aynaya CD asmak gibi ön konsola kutu
mendil koymak da sadece ülkemiz sürücülerine has bir alışkanlıktır.
Özellikle güneşin karşıdan alındığı yolculuklarda kullanmak üzere
arabanızın torpido gözünde mutlaka bir güneş gözlüğü bulundurun.
Sinyalleri kullanın. Sinyal kullanmamak sadece minibüs, özellikle de
taksi sürücülerine has alışkanlıklardır.
Kırmızı ışıkta yaya geçidi üzerinde değil, yaya geçidinden önce durun.
Böylelikle hem yayalar kendilerine ayrılmış olan şeritten rahatça
karşıya geçecekler, hem de ilk araba olduğunuzu var sayarsak siz yeşil
ışığı görebilmek için sunroof’tan bakmak zorunda kalmayacaksınızdır.
Böyle bir durumda arkanızdaki araç bir minibüs veya taksi ise muhtemelen
önde kendisine göre bir araçlık yer bıraktığınız için size korna
çalacaktır. Muhatap olmayın.
Tümsek veya çukurlardan geçerken arkadaki trafiği de kontrol etmek
sureti ile mümkün olduğunca yavaşlayın, ancak tam üzerinden geçerken
ayağınızı fren pedalından çekin. Tümsek veya çukurlardan geçerken
lastiğin darbeyi döner vaziyette alması gereklidir. O ana kadar
yavaşladınız yavaşladınız, yavaşlayamadıysanız yavaşlayabildiğiniz
kadarıyla geçin gitsin. Fren basılı durumdayken verdiğinden daha az
zarar verecektir. Asfalta gömülen tırtıkların amacının ise her ne kadar
hızı azaltmak olduğu söylense de bunların ön takımları bozmaktan başka
bir işlevi olduğunu sanmıyorum, bu sebepten ötürü üzerlerinden mümkün
olduğunca hızlı geçin. Bence tümüyle kaldırılmalılar. Ayrıca tümsekleri
de artık inşaat işçilerinden ziyade Avrupa’daki örneklerine uygun
şekilde geniş, ve üzerinde gece de görülmelerini saglayacak boyalar
olacak şekilde daha bilgili ekipler hazirlamali.. Deermişim..
Sürüş sirasinda arabanizin kaputu ya da öndeki arabanin plakasina
kilitlenmek yerine ileriye, daha geniş bir alana bakip tüm trafigi
kontrol edin.
ABS sistemini bozacagi ve maddi zarar doguracagi için degil, ancak sizin
konsantrasyonunuzu dagitacagi için sürüş sirasinda mümkün oldugunca cep
telefonuyla konuşmayin. Hands-free seti olsa dahi... En azindan siz
arama yapmayın.
Sürüş esnasinda sik fren kullanmak ya gereginden daha hizli ve/veya
agresif gittiginizin işaretidir, ya da eger yavaş gittiginiz halde çok
sik fren kullaniyorsaniz bu da acemi oldugunuzun göstergesidir. Her iki
durumda da sizi takip eden araçlari tedirgin edeceksinizdir.
Eğer normalde şehir içinde otomobil kullaniyor ve şehirlerarasi
yolculuklara daha seyrek gidiyor iseniz şehirlerarasi yolculugun ilk
kilometrelerinde kendinize biraz zaman veriniz. Şehir içi ve
şehirlerarasi yolculuklar birbirinden tamamiyla farkli tecrübeler
gerektirir ve uzun zaman sonra uzun yola ilk defa çiktiginizda araç
sollarken gereken mesafe tayinini iyi yapamayacaksiniz. ilk sollamalarda
çekingen davranın, birden bire açılmayın.
Hayatinizda ne zaman ve nereye uzun yol yaparsaniz yapin vardiginizda
ilk soru “ Yolculuk nasıldı, kaç saatte geldin ? ” , döndüğünüzde ise “
Yolculuk nasıldı, kaç saatte gittin?” olacaktır. Hatta çoğunlukla daha
bu sorunun sorulmasına izin verilmeden “ Abi valla altı saatte Bodrum’a
indik ” gibi açıklamalar yapılır, başkalarıyla iddiaya girilir. Ayrıca
bu tip uzun yolculuklarda muhakkak bir veya en azından birkaç arabayla
ölümüne yarışılır, rakip araba konvoylarda sollarken sıkıştırılır vs.
Artık bunların ne kadar mantıklı olduğuna değinmek dahi istemiyorum.
Otomobiliniz üzerinde yaptığınız her modifikasyon sadece ve sadece sizin
güvenliğinizi artırıcı ve arabanızı gerek performens, gerek görünüm
olarak sadece size özel kılan uygulamalardır ve sadece kendinizi tatmine
yönelik olmalıdır. İçinde 4 kişilik bir aile ya da kız arkadaşı olduğu
halde sizinle yarışmaya kalkan sorumsuz bir dangalak bırakın başka
şeylerle tatmin olsun. Onu geçeceğinizi nasıl olsa biliyorsunuz.
Uzun yolculuklarda ilk 3-4 saat sonunda mola verip sonrasında mümkünse
her 2 saatte bir dinlenin. Gerekirse uygun bir yere park edip bir süre
uyuyun. Böyle bir durumda aklınıza ilk olarak büyük olasılıkla “ Peki
kaç saatte geldiğimi soranlara ne derim şimdi ben? ” sorusu gelecek ve
uyumakla uyumamak arasında gidip geleceksiniz. Sorulara “ Valla uykum
geldi uyudum, ne yapıyım yani!” şeklinde cevap vererek kestirip
atabilir, ya da kaç saatte geldiginizi merak edenlere en kötü ihtimalle
yalan söyleyerek yirtabilirsiniz. Aynaya asili CD’ler azaldığına göre,
bu bakış açısı da bir gün mutlaka değişecektir.
Gece yolculuklarında hız yapmaktan kaçının. Ülkemizde bırakın devlet
yollarını, paralı yollarda bile yolun çoğu bölümünde aydınlatma olmadığı
düşünülürse, makul bir hızda gitmek hayatınız açısından daha az riskli
olacaktır.
İster gece, ister gündüz olsun uzun yolda sollama yaparken ne şeritlere
ne de tabelalara güvenmeyin. Bugüne kadarki tecrübelerimin gösterdiği
şudur ki hatrı sayılacak kadar çok yerde sollama için asıl uygun
bölümler sollama yasağının olduğu yerlerdir. Yine aynı şekilde sollama
yasağı bittikten sonra, devamında size sollama hakkı tanınan bölümler
ise örneğin sola doğru dönen ve ağaçlardan karşıdan geleni görme imkanı
olamayan virajlardır. O tabelayı oraya dikenin kim olduğuna dair
tahminde bulunarak virajı sollama yapmadan geçmek ve sollamalarda sadece
tabela ya da şeride bakmayıp tecrübeyi en önde tutmak bence en iyi
çözüm.
Eğer otomobilinizde spor süspansiyon sistemi, performans lastikleri,
modifiyeli fren sistemi gibi güvenliği artırıcı modifikasyonlar
yapılmamışsa, ya da en önemlisi ABS yoksa hız yaparken bir kez daha
düşünün.
Arka koltukta otursalar dahi, sizinle birlikte yolculuk edenleri emniyet
kemerlerini takmaları konusunda uyarın. Kaza esnasında arka koltukta
yolculuk ediyor olmasına rağmen otomobilin ön camından fırlayanların
sayısı ciddiye alınacak kadar fazladır.
Otomobiliniz bir hatchback veya sedansa arka cam kısmında bond çanta
benzeri ağırlığı olan eşyalar bulundurmayın. Kaza esnasında arka camdan
öne doğru fırlayacak bir bonda çantanın etkisi yüzlerce kiloya, basit
bir kutu mendilin etkisi de onlarca kiloya eşit olacaktır. Eğer
otomobiliniz bir station ise yine aynı mantıkla bagaj kısmına koyduğunuz
eşyaların fırlamaması için bir bagaj filesi kullanın.
Sizinle birlikte seyahat eden yolcularınızı kendilerine en uygun yerde
değil, trafik açısından en uygun yerde indirin.
Eğer otomobil arkadan kayma eğilimi gösterirse frene basmak yerine
ayağınızı gazdan çekin ve direksiyonu kayan yöne doğru hafifçe çevirin.
Otomobil kullanmak son derece dikkat isteyen ve konsantrasyona dayalı
bir iştir. Ciddiye alın.
Kesinlikle içkili olarak otomobil kullanmayın. En azından kendinize bir
limit belirleyin ve bu limite yaklaştığınızda içmeyi bırakın. Içkili
olarak sürüş esnasında refleksleriniz zayıflamış olacak ve direksiyon
başındaki tepkileriniz çok daha yavaş gerçekleşecektir.
Emniyet kemerinizi mutlaka takınız. Hayatınızı kurtaracak bu kadar basit
bir uygulamada “sıkılıyorum” mazereti kabul edilebilir mantıklı bir
mazeret değildir. Emniyet kemerini hiç takmamanın yanında yapılan bir
diğer hata da emniyet kemerini otoyolda takmak, ancak şehir içinde ya da
gidilecek semte yaklaşıldığında “nasıl olsa geldik” mantığıyla otomobil
henüz durmadan emniyet kemerini çıkartmaktır. Kazanın emniyet kemerinin
çıkarıldığı an ile otomobilin park edildiği ana kadar geçen bu süre
zarfında gerçekleşmeyeceğini kimse garanti edemez. Hatchback
otomobillerde 8 km/h gibi son derece düşük süratte yapılan ‘geri viteste
direğe çarpma’ testinde, çarpmanın etkisiyle birçok otomobilin arka
tamponlarının içeri göçtüğünü, hatta bazılarının camlarının çatladığını
biliyor musunuz? Çoğumuzun dikkate almaya değer görmediği süratlerde
gerçekleşen kazaların bile ciddi yaralanma ve hatta ölümlere sebebiyet
verebileceğini unutmayalım.
Farlarınızı gece gündüz açık tutunuz. Bu, halk arasında her ne kadar
‘görmemişlik’, ‘hava atma’ ya da ‘dikkat çekme amacıyla yapılan bir
hareket’ olarak görülse de, olası bir tehlike durumunda farı yanan
araçların trafikteki diğer sürücüler tarafından farı yanmayanlara göre
çok daha çabuk farkedileceğini unutmayın.
Direksiyon başındaki oturma pozisyonunuzu iyi ayarlayın. Otomobil
kullanmak son derece ciddiyet göstermek gereken bir iştir ve otomobil
yatak odanız değildir. Birçok otomobilde gördüğümüz neredeyse 45
derecelik açıyla geriye doğru yatırılmış koltuklar hem sürüş
konsantrasyonunu azaltacak ve tehlike anında vereceğiniz tepki süresini
uzatacak, hem de kaza anında tehlike arzedecektir. Yatık olmayan ancak
aşırı derecede geri alınmış koltuklar ise yine direksiyon başında
verilen tepkileri geciktirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Sürüş esnasında direksiyon daima iki el ile birden ve saat 9:15
pozisyonunda tutulmalıdır. Koltuğun direksiyona olan mesafesi, kollar
yaklaşık 45 derecelik bir açı yapacak şekilde ayarlanmalıdır.
Otomobil kullanacağınız ayakkabılar: ne aynı anda iki pedala birden
basacak kadar aşırı geniş, ne hissi azaltacak kadar aşırı kalın tabanlı,
ne de ayakların hareketini engelleyecek kadar uzun topuklu olmalıdır.
Eğer bu durumlardan bir veya birkaçı mevcut ise daha sakin ve tehlike
arzetmeyecek bir sürüşle yolculuk tamamlanmalıdır.
Kalabalık (otomobilin içinde çok sayıda kişinin bulunduğu) yolculuklar
en tehlikeli yolculuklardır. Gerek görüşün kısıtlanması, gerekse
yolcuların konuşma ve hareketlerinden dolayı konsantrasyonunuzun tek
başınıza otomobil kullanırken olduğu kadar yoğun olamayacağından
hareketle bu tip yolculuklarda maksimum dikkati sarfetmeniz sizin ve
yolcularınızın yararına olacaktır.. Özellikle sollama ve şerit
değişimlerinde.
Kalabalık yolculuklarda eğer arka koltuğa 3 kişi oturmak mecburiyetinde
kalırsa ortaya en kısa boylu olanın oturması en mantıklı çözümdür. Dikiz
aynasını kullanacağınız zamanlarda daha iyi bir görüş için yardımcı
olacaktır.
Yağmurun yağmaya başladığı ilk anlarda ve mıcırlı yollarda son derece
dikkatli olun. Normalin çok az üzerinde sürat yapıyor dahi olsanız
özellikle mıcırlı yollarda yoldan nasıl çıktığınızı anlamazsınız bile..
Bisikletlilere her zaman dikkat edin ve yanlarından geçerken mümkün
olduğunca yavaşlayın. Ülkemizde henüz bisikletlilere ayrılmış özel
yollar yoktur ve her ne kadar yolun sağından gidiyor dahi olsalar
kendileriyle aynı şerit üzerinde olduğunuzu unutmayın.
Yollara kesinlikle güvenmeyin. Ülkemiz yollarında çoğu viraj ya eğimsiz,
ya da daha kötüsü ters eğimlidir. Hızınızı iyi ayarlayın.
Arabanız kirli bile olsa, iyi bir görüş için en azından ayna ve
camlarınızı temizleyebilirsiniz.
Kazayı yaptıranın genelde aşırı hız olduğu söylense de, özellikle şehir
içi trafikte hıza dayalı kazanın asıl sebebi genel olarak hızlı
gitmekten çok trafiğin normal akışından hızlı gitmektir. TEM otoyolunda
tüm otomobiller 180 km/s hızla giderken sorun nisbeten daha azdır, ancak
bütün otomobiller 90km/s ile giderken siz 180 km/s ile gidiyorsanız
tehlikenin özellikle sizin açınızdan çok daha büyük olduğunu
söyleyebiliriz. Tabi kaza sırasında zarar verdiğiniz diğer otomobilleri
saymazsak.. Yine aynı şekilde, hızla giden trafikte eğer siz trafiğin
geneline göre son derece düşük bir süratte seyrediyorsanız trafiğin
geneli için son derece büyük bir tehlike yaratıyorsunuz demektir.
Kesinlikle kimseyle yarışmayın. Yarış kaza getirir. Siz çok iyi ve son
derece dikkatli bir sürücü olabilirsiniz ancak diğer sürücünün yapacağı
bir hata, diğer otomobillerin de karışacağı bir kazayla
sonuçlanabilir.
Önünüzdeki otomobi ille olan takip mesafesini iyi ayarlayın. Kesinlikle
yakın takip yapmayın.
Yolculuk boyunca vitesi hiç bir zaman boşa almayın.
Aynaları muhakkak kullanın.
Eğer ABS sistemi varsa frene basmaktan korkmayın. Freni pompalamak, öne
engel çıktığında önce frene basıp bırakmak, sonra tekrar basmak gibi
teknikler sadece ABS fren sistemi olmayan otomobiller için geçerli eski
tekniklerdir.
Pedal kısmında ayaklarınızın hareketini engelleyecek nesneler
bırakmayın.
Bakım sırasında ön konsola torpido parlatıcı sprey uygulamayın ve
yolculuk esnasında bu kısımda kutu mendil, kaset, CD gibi cama yansıması
muhtemel hiçbir şey bulundurmayın. Aynaya CD asmak gibi ön konsola kutu
mendil koymak da sadece ülkemiz sürücülerine has bir alışkanlıktır.
Özellikle güneşin karşıdan alındığı yolculuklarda kullanmak üzere
arabanızın torpido gözünde mutlaka bir güneş gözlüğü bulundurun.
Sinyalleri kullanın. Sinyal kullanmamak sadece minibüs, özellikle de
taksi sürücülerine has alışkanlıklardır.
Kırmızı ışıkta yaya geçidi üzerinde değil, yaya geçidinden önce durun.
Böylelikle hem yayalar kendilerine ayrılmış olan şeritten rahatça
karşıya geçecekler, hem de ilk araba olduğunuzu var sayarsak siz yeşil
ışığı görebilmek için sunroof’tan bakmak zorunda kalmayacaksınızdır.
Böyle bir durumda arkanızdaki araç bir minibüs veya taksi ise muhtemelen
önde kendisine göre bir araçlık yer bıraktığınız için size korna
çalacaktır. Muhatap olmayın.
Tümsek veya çukurlardan geçerken arkadaki trafiği de kontrol etmek
sureti ile mümkün olduğunca yavaşlayın, ancak tam üzerinden geçerken
ayağınızı fren pedalından çekin. Tümsek veya çukurlardan geçerken
lastiğin darbeyi döner vaziyette alması gereklidir. O ana kadar
yavaşladınız yavaşladınız, yavaşlayamadıysanız yavaşlayabildiğiniz
kadarıyla geçin gitsin. Fren basılı durumdayken verdiğinden daha az
zarar verecektir. Asfalta gömülen tırtıkların amacının ise her ne kadar
hızı azaltmak olduğu söylense de bunların ön takımları bozmaktan başka
bir işlevi olduğunu sanmıyorum, bu sebepten ötürü üzerlerinden mümkün
olduğunca hızlı geçin. Bence tümüyle kaldırılmalılar. Ayrıca tümsekleri
de artık inşaat işçilerinden ziyade Avrupa’daki örneklerine uygun
şekilde geniş, ve üzerinde gece de görülmelerini saglayacak boyalar
olacak şekilde daha bilgili ekipler hazirlamali.. Deermişim..
Sürüş sirasinda arabanizin kaputu ya da öndeki arabanin plakasina
kilitlenmek yerine ileriye, daha geniş bir alana bakip tüm trafigi
kontrol edin.
ABS sistemini bozacagi ve maddi zarar doguracagi için degil, ancak sizin
konsantrasyonunuzu dagitacagi için sürüş sirasinda mümkün oldugunca cep
telefonuyla konuşmayin. Hands-free seti olsa dahi... En azindan siz
arama yapmayın.
Sürüş esnasinda sik fren kullanmak ya gereginden daha hizli ve/veya
agresif gittiginizin işaretidir, ya da eger yavaş gittiginiz halde çok
sik fren kullaniyorsaniz bu da acemi oldugunuzun göstergesidir. Her iki
durumda da sizi takip eden araçlari tedirgin edeceksinizdir.
Eğer normalde şehir içinde otomobil kullaniyor ve şehirlerarasi
yolculuklara daha seyrek gidiyor iseniz şehirlerarasi yolculugun ilk
kilometrelerinde kendinize biraz zaman veriniz. Şehir içi ve
şehirlerarasi yolculuklar birbirinden tamamiyla farkli tecrübeler
gerektirir ve uzun zaman sonra uzun yola ilk defa çiktiginizda araç
sollarken gereken mesafe tayinini iyi yapamayacaksiniz. ilk sollamalarda
çekingen davranın, birden bire açılmayın.
Hayatinizda ne zaman ve nereye uzun yol yaparsaniz yapin vardiginizda
ilk soru “ Yolculuk nasıldı, kaç saatte geldin ? ” , döndüğünüzde ise “
Yolculuk nasıldı, kaç saatte gittin?” olacaktır. Hatta çoğunlukla daha
bu sorunun sorulmasına izin verilmeden “ Abi valla altı saatte Bodrum’a
indik ” gibi açıklamalar yapılır, başkalarıyla iddiaya girilir. Ayrıca
bu tip uzun yolculuklarda muhakkak bir veya en azından birkaç arabayla
ölümüne yarışılır, rakip araba konvoylarda sollarken sıkıştırılır vs.
Artık bunların ne kadar mantıklı olduğuna değinmek dahi istemiyorum.
Otomobiliniz üzerinde yaptığınız her modifikasyon sadece ve sadece sizin
güvenliğinizi artırıcı ve arabanızı gerek performens, gerek görünüm
olarak sadece size özel kılan uygulamalardır ve sadece kendinizi tatmine
yönelik olmalıdır. İçinde 4 kişilik bir aile ya da kız arkadaşı olduğu
halde sizinle yarışmaya kalkan sorumsuz bir dangalak bırakın başka
şeylerle tatmin olsun. Onu geçeceğinizi nasıl olsa biliyorsunuz.
Uzun yolculuklarda ilk 3-4 saat sonunda mola verip sonrasında mümkünse
her 2 saatte bir dinlenin. Gerekirse uygun bir yere park edip bir süre
uyuyun. Böyle bir durumda aklınıza ilk olarak büyük olasılıkla “ Peki
kaç saatte geldiğimi soranlara ne derim şimdi ben? ” sorusu gelecek ve
uyumakla uyumamak arasında gidip geleceksiniz. Sorulara “ Valla uykum
geldi uyudum, ne yapıyım yani!” şeklinde cevap vererek kestirip
atabilir, ya da kaç saatte geldiginizi merak edenlere en kötü ihtimalle
yalan söyleyerek yirtabilirsiniz. Aynaya asili CD’ler azaldığına göre,
bu bakış açısı da bir gün mutlaka değişecektir.
Gece yolculuklarında hız yapmaktan kaçının. Ülkemizde bırakın devlet
yollarını, paralı yollarda bile yolun çoğu bölümünde aydınlatma olmadığı
düşünülürse, makul bir hızda gitmek hayatınız açısından daha az riskli
olacaktır.
İster gece, ister gündüz olsun uzun yolda sollama yaparken ne şeritlere
ne de tabelalara güvenmeyin. Bugüne kadarki tecrübelerimin gösterdiği
şudur ki hatrı sayılacak kadar çok yerde sollama için asıl uygun
bölümler sollama yasağının olduğu yerlerdir. Yine aynı şekilde sollama
yasağı bittikten sonra, devamında size sollama hakkı tanınan bölümler
ise örneğin sola doğru dönen ve ağaçlardan karşıdan geleni görme imkanı
olamayan virajlardır. O tabelayı oraya dikenin kim olduğuna dair
tahminde bulunarak virajı sollama yapmadan geçmek ve sollamalarda sadece
tabela ya da şeride bakmayıp tecrübeyi en önde tutmak bence en iyi
çözüm.
Eğer otomobilinizde spor süspansiyon sistemi, performans lastikleri,
modifiyeli fren sistemi gibi güvenliği artırıcı modifikasyonlar
yapılmamışsa, ya da en önemlisi ABS yoksa hız yaparken bir kez daha
düşünün.
Arka koltukta otursalar dahi, sizinle birlikte yolculuk edenleri emniyet
kemerlerini takmaları konusunda uyarın. Kaza esnasında arka koltukta
yolculuk ediyor olmasına rağmen otomobilin ön camından fırlayanların
sayısı ciddiye alınacak kadar fazladır.
Otomobiliniz bir hatchback veya sedansa arka cam kısmında bond çanta
benzeri ağırlığı olan eşyalar bulundurmayın. Kaza esnasında arka camdan
öne doğru fırlayacak bir bonda çantanın etkisi yüzlerce kiloya, basit
bir kutu mendilin etkisi de onlarca kiloya eşit olacaktır. Eğer
otomobiliniz bir station ise yine aynı mantıkla bagaj kısmına koyduğunuz
eşyaların fırlamaması için bir bagaj filesi kullanın.
Sizinle birlikte seyahat eden yolcularınızı kendilerine en uygun yerde
değil, trafik açısından en uygun yerde indirin.
Eğer otomobil arkadan kayma eğilimi gösterirse frene basmak yerine
ayağınızı gazdan çekin ve direksiyonu kayan yöne doğru hafifçe çevirin.
Otomobil kullanmak son derece dikkat isteyen ve konsantrasyona dayalı
bir iştir. Ciddiye alın.